Baharın kürre-i nesime verdiği letafetten midir nedir, o fasılda gökyüzünün letaif-i elvanı olsa olsa güneş çehreli, ziya saçlı bir dilberin mavi gözlerinde görülebilir.
Bahar erişince toprağın her tarafı serapa taravet kesilerek "Yuhyil-arzi ba'de mevtiha" [Dünya öldükten sonra yeniden dirilir] sırrı aşikâr olur. O kuru kuru ağaçlar -mahşere tesadüf etmiş i'zam gibi- yeniden can bulmaya başlar. Bir hâlde ki, taravetlerine dikkat olunsa nazar-ı ibretle vücutlarına ser-apa cereyan eden hayatı görmek kabildir . Bir hâlde ki, en ednasındaki neşv ü nemaya bakılsa âlemin her zerresinde bir ruh tecelli ediyor zannolunur.
Gel ey fasl-i bahârân mâye-i ârâm ü hâbımsın
Enîs-i hâtırım, kâm-ı dil-i pür-istırabımsın
(Gel ey bahar mevsimi, sen benim huzur ve uykumun özüsün;
düşüncemin arkadaşı, ıstıraplı gönlümün neşesisin.)
O(Namık Kemal), klasik edebiyatın güzel anlayışını baştan aşağı değiştirerek oradaki sevgili motifinin içini hürriyet kavramıyla doldurur. Artık âşık olunan, peşinden koşulan güzel çehreli sevgili, hürriyettir