İntibah ya da diğer adıyla Sergüzeşt-i Ali Bey
Edebiyat tarihimizin ilk romanı. 1876 senesinde yazılan romana Namık Kemal, Son Pişmanlık adını vermiş aslında ama Maarif Vekaleti yazara sormadan İntibah olarak yayınlamış. Uyanış demek intibah, sergüzeşt de macera, varın taşları yerine siz koyun. Lisede edebiyat dersi alan herkes biliyordur bu romanı. Peki ne anlatıyor bu meşhur kitap. Öncelikle kitap birazcık intihal diyebilirim. Alexander Dumas'ın Kamelyalı Kadın kitabına çok benziyormuş, öyle diyola.. Malum Namık Kemal'in bir yurtdışı macerası var Jöntürkken, orda okuduysa demek. Senaryosu akıcı baya. Türk sinemasına Yeşilçam'ı dikenlerde okumuş olacak ki Yeşilçam filmi tadında, daha doğrusu Yeşilçam, İntibah tadında. Ama duygu aktarımı, psikolojik betimlemeler çok amatörce, kitap edebi anlamda çok eleştiriliyor, o kadar da olsun ilk ilk.. Olay geçişleri de çok hızlı yazar sizi hiç meraklandırmıyor tak diye söylüyor meseleyi ve sonucu. Aslında pek iyi değil demekte iyi bir yorum olur.
Ali bey var bir tane, kendisi mal, okurken bol bol rahmet okutuyor kendisine, bir de Mahpeyker var yılaaann.. Sergüzeştimiz burda başlıyor Ali Bey, fahişe olan (sıfat değil işi bu) Mahpeyker'e aşık oluyor. Sonrası çorap söküğü, cariyeler, kötü adamlar, konaklar vs.'ler. Nihayetinde aşk, entrika, ihanet, ölüm. Bu konular tam dizi filmlik bana hiç hitap etmiyor açıkçası, romanı okuma sebebim ilk olması hatrına, ayrıca bu ara Namık Kemal'i tanımaya çalışıyorum ama daha ziyade merak ettiğim Vatan yahut Silistre. Sırada o var.