‘’Ardından furu-koga giriyor sahneye,
Zarif bir darbeyle
Ayırıyor gövdesinden başını Mişima’nın
Bir masalı kalmıyor artık Japon Çölü’ne
Birkaç yenik samurayı peş peşe taşımanın’’
‘’Beş yaşındaydım galiba
Şöyle bir çevreme baktım
‘Türkiye’ dediler’ ‘Türkiye senin yurdun’
‘Türksün’ dediler, ‘mührü kutsal anadolu’nun’
Pek bir şey anlamadım,
Çarşılarında memleketin
Bir süre mühür aradım.’’