Sanırım bu devirde yabancılar gerçekten de insanın kalbinin en derinlerinde doğuyordu. Ve tanıdık yabancılar kadar insanın yüreğini hiç kimse acıtmıyordu.
İnsan sözlerini çiğniyordu işte. Anlamıştım ki meğerse alışmak, içinde hiçbir şüphe hissetmeksizin nefes almak değilmiş. İçinde hissettiğin şüpheyi dışarı vurmaktan korkmayacağın yermiş alıştığın ev.