Rupe

Irak İşgalinin Perde Arkası

Kolektif

Irak İşgalinin Perde Arkası Sözleri ve Alıntıları

Irak İşgalinin Perde Arkası sözleri ve alıntılarını, Irak İşgalinin Perde Arkası kitap alıntılarını, Irak İşgalinin Perde Arkası en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sömürge yönetiminin inceltilmiş adı olan 'manda' sistemini bugünkü Birleşmiş Milletler'in selefi olan Milletler Cemiyeti getirdi. Daha önce Osmanlılara ait olan manda altındaki topraklar özerkliklerini kanıtlayana kadar galip emperyalist güçler tarafından 'idare edilecekti'.
Sovyetler Birliği dağıldığından beri Amerikan tek kutupluluğuna karşı koyacak askeri güce sahip herhangi bir emperyalist güç çıkmadı.
Reklam
Ülkenin neredeyse tamamı için ve 2000 yılına kadar geçerli olan imtiyazın şartları çok ağırdı. Üretilen bir ton petrol başına yapılan ödeme dört şilindi (İngiliz sterlininin beşte biri). Neredeyse bedava olan bu olağanüstü fiyat karşılığında, kukla kral Faysal 40.000 sterlinlik şahsi bir hediye aldı. O zamandan beri yarım yüzyıl boyunca petrol şirketleri bu imtiyazın 'meşru' hakları olduğunu savunmak için savaşıp duracaklardı.
1973 petrol krizinin perde arkası
OPEC ülkeleri ısrarla petrolleri için daha iyi şartlar talep etti; Muammer Kaddafi liderliğindeki bir grup genç subay 1969' da Libya' da monarşiyi sona erdirdi ve petrol devleriyle hesaplaşmaya karar verdi; bu sırada silahlı Filistin mücadelesi başladı. Arap ordularının 1973'te İsrail'le birlikte yenilgiye uğraması Amerikan karşıtlığını daha da güçlendirdi.
ABD'nin ısrarıyla ABD/İngiliz yanlısı üç devlet -Irak, Türkiye ve Pakistan- SSCB'ye karşı bir araya gelerek Bağdat Paktı'nı imzaladılar. (Bağdat Paktı'nın adı daha sonra "Merkezi Antlaşma Örgütü", yani "CENTO" olarak değişti; pakta sonradan İngiltere ve Irak da katıldı). Bu pakta katılan tek Arap ülkesi olan Irak, Nasır'ın tepkisiyle karşılaştı.
Bolşevikler Kasım 1917'de iktidarı ele geçirip Sykes-Picot Anlaşması da dahil olmak üzere Çarlık rejiminin yaptığı gizli anlaşmaları açıklayınca Araplar kendilerine nasıl ihanete dildiğini anladılar.
Reklam
ABD'nin Irak'ı işgal etme ve ele geçirme planlarının ışığında, son yüzyıl içinde Irak tarihinde öne çıkan üç konu var. Birincisi, emperyalist güçlerin zengin petrol rezervlerini ele geçirmek için Irak'a hakim olmak istemeleri. Bu konuda petrol şirketleri ile bu şirketleri destekleme, güvence altına alma ve askeri olarak koruma görevini üstlenen bölge hükümetleri arasında tam bir uyum var. İkincisi, emperyalist güçlerin birbirlerini paylaşımın dışında bırakmaya çalışmaları. Üçüncüsü, Irak halkı ve bütün bölgenin bu emperyalist planlara gösterdiği ulusal muhalefetin canlılığı. Bu muhalefet, petrol şirketlerinden daha iyi şartlar talep etmesi, hatta bu şirketleri ulusallaştırması için halkın iktidardakilere baskı yapmasıyla ve toplu ayaklanmalarda kendini gösteriyor.
Sayfa 25 - yordamKitabı okudu
1991' de Irak'taki okur yazarlık oranı, kadınlar arasında da olmak üzere, büyük ölçüde arttı. Irak, kadınlara tanıdığı haklar bakımından, belki de Arap ülkeleri arasındaki en özgür toplum.
ABD'nin, Ortadoğu petrolünü ele geçirmek istemesinde kendi petrol ihtiyacı için Ortadoğu'ya gitgide bağımlı hale gelmesi dışında emperyalist güçler arasında üstünlüğünü sürdürme isteğinin de etkisi büyük.
1991
Bush hükümeti, çeşitli ülkeleri işgal etmeyi ve bölgedeki rejimlerin hepsini değiştirmeyi düşünüyor. İran, Suudi Arabistan, Suriye, Libya, Mısır ve Lübnan hedeflenen ülkeler arasında. İsrail de Filistin sorununa toplu tahliye ya da sömürgeleştirme yoluyla bir çeşit 'kesin çözüm' bularak ABD'ye eşlik etme yolunda.
Reklam
finans kapital nedir ?
Osmanlı İmparatorluğu zayıflamaya başladığında, İngiltere ve Fransa; demiryolları, Süveyş Kanalı gibi büyük projeler başlatarak ve Arap ülkelerini İngiliz ve Fransız bankalarında borca batırarak Osmanlı topraklarındaki etkilerini artırmaya başladı.
Irak işgaliyle, bir yandan da bölgenin başka ülkelerinde, bu ülkeleri işgal için ortam hazırlamak amacıyla, ayaklanmalar çıkarmak istiyor. Bunlar spekülasyon değil; hepsi ABD ordusu ve dış politikasından sorumlu kişiler tarafından yazılmış ya da yazdırılmış politika belgelerinde açıkça söyleniyor.