İran Kürdistanı

Ebdurrehman Qasimlo
İran'da Çeşitli Siyasal Muhalefet Güçlerinin Kürt Sorunundaki Tutumu 3
Halkın Mücahitleri: Bu örgüt 1970'de kurulmuştur ve o zamandan beri İran'ın önemli kentlerinde özellikle Tahran'da gerilla eylemlerinde bulunmaktadır. İslam örgütü olarak kurulmuş fakat Müslümanlarla Marksistlerin yanyana savaştığı bir süreçten geçmiş, sonunda Marksist ve Müslüman olmak üzere ikiye bölünmüştür. Son zamanlarda Marksist örgüt daha etkin görünmektedir ve İran'ın siyasal yaşamının çeşitli yönleriyle ilgili ilginç çözümlemeler yayımlamıştır. Silahlı mücadeleyi seçen örgüt doğal olarak baskı altındaki İran halklarına, özellikle Şah rejimine karşı özel ulusal ve coğrafi koşulları nedeniyle silahlı mücadele için önemli bir potansiyel güç oluşturan Kürtlere ilgi duymaktadır. Mücahidan henüz açık ve kesin bir program oluşturmamış olmasına karşın İran'ın baskı altındaki halklarına sıcak bakmaktadır.
Belge YayınlarıKitabı okudu
İran'da Çeşitli Siyasal Muhalefet Güçlerinin Kürt Sorunundaki Tutumu 2
Ulusal Cephe: 1950'de Dr. Musaddık tarafından kurulan Parti İran orta sınıflarınca benimsenmiştir. Ulusal Cephe'nin yurt dışında üstlenen Üç kesimi (Amerika'daki tutucular, Avrupa'daki ılımlılar ve Orta Doğu'daki marksist kökenli köktenciler) İran'da ulusal sorunun varlığını hiç bir zaman kabul etmemişlerdir. 1972'de yayımlanan yeni programında Ulusal Cephe ulusal baskılardan söz etmemektedir. Şu anda cephenin Şah'dan ulusal sorun açısından tek farklılığı bir noktadadır: Resmi propaganda İran'da yalnızca bir ulusun varlığını vurgulamak için 'İran ulusu'ndan söz ederken Ulusal Cephe yayımlarında 'İran halkları' demektedir
Belge YayınlarıKitabı okudu
Reklam
1967 başlarında KDP önderleri ve militanları artık Barzani ve Tahran Hükümeti arasındaki işbirliği siyasetini destekleyemiyecekleri sonucuna vardılar. Irak'ı terk ederek İran'a döndüler. Onların dönmesinden önce de Kürt köylülerle Şah'ın polisi arasında bazı çatışmalar çıkmıştı. Militanların dönüşü uzun süredir silahlı ayaklanma için bekleyenlere cesaret verdi. Mahabad, Baneh ve Serdeşt arasındaki bölgede ayaklanma anlayışı çok çabuk gelişti. Harekete önderlik etmek üzere KDP Devrimci Komitesi kuruldu. 1967 kışında başlayan gerilla mücadelesi on sekiz ay sürdü. İran ve Barzani kuvvetleri arasında sıkışan ve kendilerini oldukça yalnız bulan genç ve deneyimsiz önderler, cesurca savaştılarsa da sonuçta yok edildiler. Elektrik mühendisi Şerif Zadeh, öğrenci Abdullah Muini, imam ve Devrimci Komite üyesi Mela Avara İran ordusuyla savaşta öldürüldüler. 1968 baharında Süleyman Muini, Abdullah'ın ağabeyi, İran sınırını geçmeye çalışırken Barzani'nin emriyle tutuklandı ve idam edildi. Cesedi İranlı yetkililere verildi ve İran'daki çeşitli Kürt şehirlerinde teşhir edildi.
Belge YayınlarıKitabı okudu
İran'da Çeşitli Siyasal Muhalefet Güçlerinin Kürt Sorunundaki Tutumu 4
İran Halkın Fedaileri Gerilla Örgütü: 1971 Şubat'ında Kuzey İran'da Siakal'da bir gerilla saldırısı oldu. Gerilla saldırısı kırsal kesimde yenilgiye uğrayınca Marksist gerillalar kentlerde gruplaştılar ve Fedayan örgütünü kurdular. Başlangıçtan itibaren bu örgütün önderleri ve kuramcıları ulusal soruna önem verdiler. 1970 baharında basılan, kuruculardan A.S. Parahani'nin 'Bir devrimcinin neleri bilmesi gerekir' adlı yazısında, ulusal sorunun doğru konulması gerektiği ve 'Kürdistan'ın kendi karakteristik nitelikleri olduğu, Kürtlerin referandumla kendi özerkliklerine sahip olabilmeleri gerektiği' ifade edilmiştir.
Belge YayınlarıKitabı okudu
İran'da Çeşitli Siyasal Muhalefet Güçlerinin Kürt Sorunundaki Tutumu 5
İranlı Öğrenciler Örgütü, binlerce öğrencinin üye olduğu ve Şah rejiminin kapattığı konfederasyonu da göz önünde bulundurmak gerekir. Birçok sorunlar ve bölünmeler olmasına karşın konfederasyon içindeki çeşitli siyasal eğilimler halen çok ilgi ekicidir. Konfederasyon ulusal baskının varlığını kabul etmektedir ve baskının yok edilmesi için savaşım vermeye hazır olduğunu açıklamıştır.
Belge YayınlarıKitabı okudu
Irak'daki Kürt hareketin önderliği İran Kürt hareketini engelleme siyasetini 1966'dan 11 Mart 1970'de Irak Hükümeti'yle Irak Kürdistanı için özerklik antlaşması imzalanana kadar sürdürdü. Bundan sonra Irak KDP önderleri, İran KDP militanlarına daha dostça davranmaya başladılar. İki parti arasındaki ilişkiler izleyen dört yılda gelişti fakat gene de İranlı Kürtlerin İran Kürdistanı'nda yeni bir gerilla savaşı örgütlemek bir yana önemli siyasal insiyatif koymaları söz konusu değildi. Irak KDP'si, İran Kürtlerinin en büyük düşmanını kendisinin en yakın bağlaşığı görüyordu. Şah rejimi Irak Kürtlerine savaş malzemesi ve gıda desteğinde bulunurken İran'da Kürt isteklerini ve eylemlerini acımasızca bastırıyordu. Yüzlerce İran KDP'si üyesi, Şah'ın hapishanelerinde çürüdü. İki KDP önderi yirmi yılını hapiste geçirdi. 1978'de halen hapisteydiler. 19 Aralık 1972'de beş Kürt yurtsever Senendec'de idam edildiler. 22 Mart'ta İran KDP toplantısından çıkan merkez komite üyesi Kadir Wirdy Baneh'te sokak ortasında, gün ışığında öldürüldü. 15 Nisan 1972'de İran KDP'sinin iki üyesi Senendec'de öldürüldü; Mayıs 1972'de aynı şehirde 17 yaşında bir çocuk siyasal muhalefet nedeniyle idam edildi. Irak' da Barzani önderliğindeki hareketin üzücü sonu, siyasal inanç olarak Makyavelizmi benimsemenin ve küçük taktik çıkarlar için ulusal kurtuluşun ana ilkelerinden fedakarlık etmenin ne kadar tehlikeli ve trajik olduğunu gösterir.
Belge YayınlarıKitabı okudu
Reklam
1961 Eylül'ünde Irak Kürdistanı'nda silahlı bir ayaklanma başladı ve doğru dürüst bir programı olmamasına karşın kısa sürede Irak Kürtlerinin desteğini ve İran Kürtlerinin sempatisini kazandı. Şah'ın, Haşimi monarşisini yıktığı için affetmediği Bağdat Hükümeti'ni zayıflatmak için Barzani'ye doğrudan yardım önerisinin gelmesi çok zaman almadı. Şah bu yardımla Kürt ulusal hareketini doğrudan etkisi altına almayı da umuyordu. Barzani hareketinin yardıma dayanması ve hareket büyüdükçe yardıma bağlılığın artması, sonuçta Kürt hareketinin varlığının yalnızca yardımla yaşayabilmesi düşünülüyordu Şah yardımı artırınca Barzani'nin İran Kürtlerinin siyasal eylemlerinin sınırlandırılmasında İranlı yetkililerle işbirliği yapmasını istedi. Sonuç, Kürt ulusal hareketinin İran KDP'nden bütün eylemlerini 'dondurması'nı isteyen ünlü 'tez' oldu. Bu teze göre, İran KDP üyeleri için doğru hareket yolu, 'sakin' durarak, Tahran Hükümeti'nin Barzani'ye yaptığı yardımı kesme tehdidini provoke edecek bir eylemde bulunmamaktı. Bu tezi kabul etmeyen her KDP militanı Irak Kürdistanı'nda persona non grata kabul edilecek ve İran Kürdistanı'ndaki Şah rejimine karşı her ciddi eylem 'Kürt Devrimi'ne karşı eylem olarak görülecekti. Bu sırada yüzlerce İranlı Kürt militan Bağdat Hükümeti'ne karşı savaşmak üzere Peşmerge saflarına katılmıştı.
Belge YayınlarıKitabı okudu
Şah rejimi devrilmedikçe Kürtler için kendi kaderini belirleme hakkı ve İran için demokrasi söz konusu edilemez. Şurası söylenmelidir ki, Kürtlerin Şah rejimine karşı savaşımlarında İran'daki demokratik güçler, Irak ve Türkiye'deki Kürtlerden çok daha güvenilir ve belirgin bağlaşıklardır. Ortak düşman bu güçleri ortak cephede birleştirmektedir. İran solunun, Irak ve Türkiye solu gibi ulusal sorun konusunda Kürt hareketinin her noktasını kabul etmediği doğrudur. Fakat bu durum işbirliği ve uyumlu eylem için bir engel oluşturmamalıdır, çünkü İran'da ilerici hareketin başka bağlaşığı yoktur. Türkiye, Irak ve Suriye'de de aynı kural geçerlidir. Fars, Türk ve Arap halklar Kürt halkının düşmanı değil dostudur.
Belge YayınlarıKitabı okudu
İran'da Çeşitli Siyasal Muhalefet Güçlerinin Kürt Sorunundaki Tutumu 1
Tudeh Partisi'nin yaklaşımı: Marksist eğilimli Tudeh Partisi 1941'de kuruldu; halkın bütün kesimlerini kapsayan bir kitle partisi olma hedefini güdüyordu fakat ulusal soruna karşı hiç bir zaman açık bir tutumu olmadı. 1945-46'da Tudeh'in Azerbaycan ve Kürdistan'daki ulusal ve demokratik hareketleri savunduğu doğrudur. Fakat o zamandan beri Tudeh, kendisini resmen Marksist-Leninist ilan etmesine karşın, daha tutucu olmuştur. 1975'de yayımlanan yeni programında ulusal soruna yalnızca iki paragraf ayrılmıştır. Yöneten sınıfla ilgili siyasete ait bölümün sonunda şunlar ileri sürülür: İran'da yaşayan halklara yapılan ulusal baskı İran yönetici sınıfının anti-demokratik siyasetinin bir başka yanıdır. İran çok uluslu bir ülkedir ve burda yaşayan çeşitli halklar farklı bağlarla bağlıdır. Yüzyıllardır bu halklar ortak bir kadere sahip olmuşlar ve zengin ve değerli bir İran kültürünün yaratılmasına katkıda bulunmuşlardır. Bağımsızlık ve özgürlük mücadelesinde yanyana sayısız fedakarlıklarda bulunmuşlardır. İran halklarının çıkarı emperyalizm ve gericiliğe karşı savaşta birleşmiştir. Fakat ulusal baskı nedeniyle bu halklardan bazılarının sahip olmaları gereken haklar tanınmamıştır. Ulusal baskı halklar arasında güçlü bir birlik gerçekleştirilmesi için engel ve ülkenin siyasal, ekonomik ve kültürel ilerlemesi için set olmuştur.
Belge YayınlarıKitabı okudu
Kürdistan'ın bölünerek yeni sınırların çizilmesiyle, özellikle Türkiye ile İran arasındaki geleneksel yaz ve kış göçleri engellenmiş oldu. Yarı göçebeler sınırları geçme haklarını yitirdiler. Sınırlar bazan aşiretleri ikiye hatta üçe böler(Şikak aşireti İran ve Türkiye, Herki aşireti İran, Irak, Türkiye arasında bölünmüştür. Kürt göçebelerin yerleşikliğe geçişi bazı etkenler nedeniyle gecikmiştir: iklim hayvancılık için elverişli ve ot boldu, ekilebilir toprak azdı, aşiretler devlete karşı herhangi bir yükümlülükleri olmadan bağımsız yaşamayı yeğliyorlardı. Fakat sonunda, devlet merkezileşmeyi güçlendirdiğinde göçebelik de söndü.
Belge YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Her aşirette üç ayrı grup tanımlanabilir: Öncelikle şef ve ailesi vardır, bunlar aşiretin ayrıcalıklı üyeleridir. İkincisi bir çok işi gören hizmetçiler(gulam) bulunur. Son olarak aşiretin normal üyeleri olan çoğunluk gelir. Her aşirette ayrıca din adamları grubu, şeyhler (çeşitli mezheplerin temsilcileri), imamlar (molla) ve seyyidler(Peygamberin soyundan gelenler) bulunur. Din adamlarının da çeşitli ayrıcalıkları vardır. Aşiret üyeleri arasında, sahip oldukları hayvan sayısından kaynaklanan önemli ekonomik eşitsizlikler vardır. Özel mülkiyetin bulunmadığı durumlarda bile bu eşitsizlikler önemli rol oynar. Bazı üyelerin yalnızca bir kaç koyunu varken, şef ve öteki soyluların büyük koyun ve keçi sürüleri vardır.
Belge YayınlarıKitabı okudu
İki dünya savaşı arasındaki dönemde İran Hükumeti Kürtleri yerleştirmek için Orduyu kullanmış ve bunun yıkıcı sonuçları olmuştur. Bazan bütün bir kabile yok edilmiştir. İran, Türkiye, Sovyetler Birliği sınırlarında yaşayan Celali aşiretinin ıo,ooo üyesinden ancak bir kaç yüzü Merkezi İran'a zorunlu göçten sağ çıkabilmiş ve 1941'de kendi, topraklarına dönebilmiştir. General Ahmet Ağa Han Lurların tasfiyesiyle kötü. bir ad kazanmış ve 'Luristan kasabı' olarak tanınmıştır. Galbaghi aşireti de aynı olayları yaşamıştır. Aşiret Hemedan ve Isfahan'a göç ettirilmiş topraklarına Türkçe konuşan insanlar yerleştirilmiştir. «Göç sırasında konulan koşullar o kadar ağırdı ki, birçoğu dağlara çıkarak aylarca asiler gibi dövüşmeyi yeğlemişlerdi»
Belge YayınlarıKitabı okudu
19. yüzyılın ortalarında Kürdistan halkının üçte biri göçebe aşiretlerden oluşuyordu. Toprağı ortaklaşa kullanıyorlardı ve bir yöneticinin koruması altındaydılar. Kürdistan'da aşiret klanlara (taife, bar, tira) bölünmekteydi, onlar da hoz, xel veya binemal'lara bölünmüşlerdi. Hem aşiretin önderi Beg'in hem de klan önderleri ağaların tam idari hukuki yetkileri vardı. Beg'in kararları kesindi fakat eşevin denilen 'ak sakallılar'ın bu kararlar üstünde büyük etkisi vardı. Beg öldüğünde en büyük oğlu yerini alırdı veya erkek mirasçısı yoksa 'ak sakallılar' yeni bir önder seçerlerdi. Bir kadının aşiret şefi olduğu da bazı durumlarda görülmüştür. Davalara şef bakar, evliliklere o izin verirdi, vb. Aşiretin toprak ve yaylalarının sahibi olmamasına karşın önder daima primus inter pares'ti(eşitler arasında birinci) ve bazı ayrıcalıkları vardı; köylüler ona düzenli olarak tarımsal ürün ve yün armağan ederler.
Belge YayınlarıKitabı okudu
Resim