İran'da Türk Kimliği

Metin Erendor
0/10
0 Kişi
4
Okunma
Beğeni
332
Görüntülenme
İran Türkleri Orta Asya’dan göç eden Oğuzlardır. Bu Türk boyları İslâm ülkelerine yayılmış, kurduğu devlet ve beyliklerle bu ülkelerin kaderini çizmiş ve tarihinde çok belirgin bir rol oynamıştır. Türklerin İran’daki varlıkları miladi başlarına kadar uzanmaktadır. İslam'dan önce Türklerin İran'a girişleri ilk defa M.S. 310 ile 374 yılları arasında Hunlar döneminde olmuştur. İran’a yapılan ilk Türk göçleri ve yerleşimlerinin ise Ak Hun’larının gelmeleriyle gerçekleştiği bilinmektedir. 1040 yılında o dönemde İran topraklarında hüküm süren Gazneliler ile Selçuklular arasında cereyan eden Dandanakan Savaşında Gaznelilerin yenilmesinden sonra İran kapıları tamamen Türklere açılmış oldu. Bu tarihten başlamak üzere de yaklaşık 900 yıl boyunca, Türkler İran’da egemen güç olacaklardır. Bu süreç içerisinde, İran’da 819’le 1925 arasında Samanoğulları (819-1005), Gazneliler (963-1187), Büyük Selçuklular (1040–1187), Kirman Selçukluları (1048-1187), Harzemşahlılar (1097-1231), İlhanlılar (1256-1357), Celâyirler Devleti (1340-1431), Timur Devleti (1370-1507), Karakoyunlular Devleti (1351-1469), Akkoyunlular Devleti (1340-1508), Safevi Devleti (1501-1736), Nadir Şah -Afşarlar (1736-1794), Kaçarlar (1794–1925) yönetimde bulundular. İranlıların yaşamları ve tarihleri İran’la sınırlıdır, oysa Türkler on bin yıldır dünyanın birçok yerine yayılmıştır. Türk-İran ilişkilerinin, Genel Türk tarihinin bir parçası olmasının nedeni budur. Başlangıçta yalnızca “coğrafi bir anlam taşıyan”İranlılık, zamanla; dil, din, devlet ve kültürel oluşumlarla uzun bir tarihsel evrim geçirerek olgunlaştı ve ulus oluşumunun gereklerine ulaştı. Tarihsel bütünleşme etnik birliğe değil, siyasi ve kültürel birlikteliklere dayanmıştır. Günümüzde İran’da Türkçülük hareketi bir etnik üstünlük arama ve “etnik milliyetçilik” değil; Pehleviler ve İran İslam Hükümeti döneminde uygulanan acımasız asimilasyon politikaları sürecinde zamanla dışlanan ve yok olmaya sürüklenen asla dönüş hareketidir. İran Türklüğü; Kadim Türk Yurdunda dışlanmaya, yok sayılmaya karşı bir başkaldırı, bir özgüven kazanma ve aidiyet şuuru olarak kendini ortaya koymaktadır.
Yazar:
Metin Erendor
Metin Erendor
Tahmini Okuma Süresi: 12 sa. 45 dk.Sayfa Sayısı: 450Basım Tarihi: 2018Yayınevi: Kamer Yayınları
ISBN: 9786059113984Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
·
Puan vermedi
Kaçar hanedanlığının çöküşünden ve Pehlevi rejiminin İslam öncesi İran tarihinden esinlenen bir milli-devlet kurma girişiminden sonra, İran'daki Türkçe tesiri düşüşe geçti. Uzun yıllar hatta çağlar boyunca kendilerini İran'ın ana milletlerinden biri olarak gören, azınlık olmayı pek de sindirmeyen Azerbaycan Türkleri, Pehlevi rejiminin İranlı olmayan unsurları asimilasyon politikalarının uygulanmasından kısa bir süre sonra "İran Krallığı" ile duygusal bağlarını kopardı. Bu Azerbaycan Türklerinin özelinde böyleydi bir de İran'da diğer Türkler vardı mesela Kaşkaylar, Türkmenler ve Halaçlar. Pehlevi yönetimi bunları da baskı altına almayı ihmal etmedi. Kuzeydoğu İran'a ve Batı Azerbaycan vilayetlerine Kürtlerin iskanı bölgedeki Türkleri iyice gerdi. Azerbaycan Türklerinin Tebriz'de başlattığı ayaklanma, İran İslam İnkılabı İran'daki Türklerin yarım asırdan fazla süren sessizliğini telafi etme eğilimini gösterdiyse de değişen sadece yumruğun geldiği kol oldu. Bütün bunları kısa zamanda bir süzgeçten geçirmenize bu kitap olanak tanıyor. Metin Erendor'a minnetle...
İran'da Türk Kimliği
İran'da Türk KimliğiMetin Erendor · Kamer Yayınları · 20184 okunma
Resim