Evrensel yörüngelerden tutun da, rüya boyutlarına kadar olan uzantılar ırkların aleminde canlılık göstermişti. Irklar, kendi aralarında iktidarlık mücadelesi vermekteydi. Her bir ırkın kendi içinde ayrı bir özelliği vardı. Güçlü, güçsüz üzerinde baskı ve egemenlik kuruyordu. Diğer yanda kendine özgün, barışçıl ırklar da vardı.
Tanrısal boyutun sınırsızlığını ele alan ırklar, var güçleriyle egemenlik savaşı vermekteydi. Rüyalar hiç kuşkusuz ki, bütün zaman kavramlarını kendi içinde taşıyordu. Rüyalar kendi içinde hem yaşamı, hem ölümü, hem de sonsuzluğu barındırmaktaydı. Sadece bilinçaltı değildi, rüyalar. Rüyalar, bilinç üstünü de kendi içinde barındırmaktaydı. Aynı zamanda sonsuz açılımların ayrı bir penceresiydi. Irklar, kendi içlerinde bu pencereden bakmakta, ışığın ve gücün hakimiyetini aramaktaydı. Rüyalar mı gerçeğin içinde, yoksa gerçek mi rüyanın içinde? Tanrı rüya gördükçe, insanlar O'nu gerçekleştiren en büyük idea olmaktadır.
(Tanıtım Bülteninden)
