Konfüçyüs'ten nakledilir: "Eğer bir ülkeyi değiştirme işi size verilseydi ne yapardınız?" Diye sorulduğunda: "İlk önce o ülkenin kavramlarını değiştiririm der. Yani doğruyu öğrenmeleri için doğru bildikleri yanlışları tümüyle terk etmeleri lazım ki doğrular yerince yerleşsinler.
Köpeğin sadakati sahibinedir; hakka, adalete değil. Kim karnını doyurursa itaati onadır; bazen bir kuru kemik, bazen bir parça ekmeğe ram olur da sahibinin işaretiyle masum birine saldırmaktan bir an bile tereddüt etmez.
Oysa biliriz ki insanoğlunun en büyük zaafı hırsıdır; dahasını ister hep. Sadece bir sevgiye mekân kılınmış kalbine birden fazla sevgiyi yerleştirmek ister mesela.
Ne demek, "Tanrı'nın egemenliği?"
Tanrı'nın egemenliği iki anlamda değerlendirilir. Birinci anlamı imandır. Yerin ve göğün egemenliğinin Allah'a ait oluşunun ifadesi. İnsanlar göklerin ve Kevni olayların sahibi ve muktedir olarak Allah'ı görürlerdi; ancak iş yerin yani insanların iktidarına gelince bunu Allah'a değil, kendilerine ait görürler. Göklerin Tanrısı Allah ile yerin Tanrı'sı arasında bir ikilem yaşar insanoğlu. Yahya ise İsa peygamberin çok net ve keskin olan bu "göklerin egemenliği" İfadesi bu ikilemi kaldırmaya yöneliktir. İkinci anlamı ise ahlaktır. Yahudilerin "Tanrı Kral" İnanışlarını bilirsin; onlara göre Yahova Tanrı kraldır ve İsrail oğullarına söz vermiştir. Bir başka açıdan baktığımızda Yahova Yahudilerin Tanrısı, yani kralıdır.