Dışarı adım attığım anda güneş beni hırpalamaya başladı. Güneşli bir gün değildi; gökyüzünde, resimlerde pek sevimli görünen o büyük ve şişkin bulutlar süzülüyor, güneşi kısmen bloke ediyordu.
Bu, bana tanıdık gelen bir yabancının yüzüne bakmak gibi bir şeydi. Bilirsiniz işte, kalabalık içinde birisini görür ve onu tanıdığınıza yemin edersiniz. Ama aslında tanımazsınız. Ve işte o tanıdık yabancı şimdi bendim.