Başarının öldürücü olduğunun, edepsizlik olduğunun, kalıcı bir felaket, daimi bir aşağılanma olduğunun farkına varabilecek kadar zamanı olmadı. Ondan öylesine hoşlanıyordu ki, ona yaklaştığında, kibir taslayacak, kinizmini sergileyecek ölçüde aldanmış olsa da, onu aramaktan başka bir şey yapmamış olduğunun farkına bile varamadı. İşte artık avucunun içindeydi başarı; ama hiçbir işe yaramadı, onunla hiçbir şey yapamadı; kendisini baştan çıkarmasına, bozmasına olanak tanımanın dışında.