Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.40
Işık Bahçeleri
Amin MaaloufIşık Bahçeleri Yorumları ve İncelemeleri
Işık Bahçeleri yorumları ve incelemelerini, Işık Bahçeleri kitabı hakkındaki okur görüşlerini , Işık Bahçeleri puanlarını 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.238 syf.
6/10 puan verdi
Amin Maalouf diğer romanlarında olduğu gibi yine bir karakterin yaşamı üzerinden dünyaya açılarak yapıtını kuruyor. Mani'nin inancı ve öyküsü Hıristiyanlık çağının şafağında, İsa'nın ölümünden iki yüz yıl sonra başlar. Bizim çağımızın da kahramanı olabilecek Mani, yaşam öyküsüyle, son nefesine kadar savunduğu inancının oluşturduğu kişisel tarihiyle, o dönemden yani II. yüzyıldan beri hala varolan politik sorunlara da işaret etmiş oluyor.
Mani'den bugüne, ''sanat ve coşku kaynağı olan kitaplarından, bağışlayıcı dininden, coşkulu arayışlarından, insan, doğa ve tanrısallık arasında uyum isteyen çağrısından geriye'' çok az şey kalmış olsa da; bağnazlık ve iktidar hırsı yapıtını yok etmeye çalışsa da Amin Maalouf onun Aydınlıklar'a açılan inancını ele alıyor ve Mani'nin öyküsüyle bugüne ''ışık'' tutuyor
Maniheizmin doğuşunun hikayesini ve bu dinin kurucusu olan Mani'nin hayatını anlatan güzel bir kitap. Konusu bende daha önce merak uyandırmadığı için düşük beklentiyle arkadaşımın önerisi üzerine başlamıştım ama büyük bir keyifle okudum ve bu konu hakkında başka okumalar yapma isteği uyandırdı. Tavsiyediiir
Amin Maalouf, bu eserinde de kadim Doğunun farklı ton ve renklerini konu edinerek onun zengin kültürel mirasından güzel bir rengini, Mani'nin hayatını anlatmakta...
Yazar, kendine has üslubuyla Doğunun mistik ve bir o kadar egzotik tınısını, merak ve heycan verici bir formatta zihinlere akıtıyor.
Yer yer maniheizmden şöyleşilerle kitab edebi olarak daha cezbedici bir izlenim uyandırıyor. Ayrıca büyük Sasani ve Roma devletleri arasındaki gerilimi, savaşları, taht kavgalarına ve bu cereyanlar arasında filizlenen Mani'nin gerilim ve çile dolu hayatına yer vererek kitap canlılığını diri tutuyor.
Amin Maalouf, başarılı eserlerinden olan: Doğunun Limanları ve Semerkant gibi eserlerinde olduğu gibi beklenmedik süprizlerle olay kahmanlarını sona ulaştırarak okuyucusunu yine şaşırtıyor. Yazarımız edebi, tarihi, mantıklı ve hoşgörü diliyle hem bilgilendiren hem de dimağımızda sanatsal bir lezzet bırakan okunası güzel bir roman sunmuş. Tavsiye edilesi bir romanla iyi okumalar dilerim...
Kitap Maniheizm dininin ortaya çıkışını ve nasıl geliştiğini dönemin sosyal kültürel ve siyasi yapısı içerisinde anlatmaktadır.
Dinin en güzel öğretilerinden biri olan insanın içinde karanlık ve aydınlık aynı anda bulunur insan hangisini beslerse o büyür ve gelişir düşüncesi kitapta güzel bir şekilde aktarılmış. Ve bu açıdan bütün dinlerin ortak paydada buluştuğunu bu yüzden de Buda, Hz.İsa ve Zerdüşt ûn dinlerinin de aynı kaynaktan geldiği varsayılarak bu dinleri tek çatı altında toplama çabası vardır.
Kendi açımdan Maniheizm dinini sadece yüzeysel bilen biri olarak bu dinin ortaya çıkışını ve gelişimini okumak, bu dinde var olan ve insanlık için önemli olduğunu düşündüğüm öğretiler hakkında bilgi sahibi olmak güzel ve keyif vericiydi fakat bu konu aktarılırken o dönemde yaşanan savaşlar ve siyasi olaylar üzerinde çok fazla durulduğundan bazen konudan kopabiliyordum. Bu sebeple şunu söyleyebilirim ki Amin Maalouf' un başka eserlerini de (Afrikalı Leo, Semerkant, Doğu'nun Limanları) okumuş biri olarak bu kitap diğer kitaplarının biraz gerisinde kalmış. Bunu şu açıdan söylüyorum çünkü diğer kitaplardaki akıcılık bu kitapta yok maalesef.
Peki gelelim kimler okusun kimler okumasına. Tarihi, edebiyatı, farklı dinlerin öğretilerini merak eden kişiler okusun fakat bu konuların yoğun geçtiği kitapları sıkıcı bulan kişiler okumasın.
“Kitap, karışık betimlemeler ve karışık analizler ile başlar. Betimlemeler bittiğinde, olaya ani bir giriş yapılır. Bu girişte fazlaca felsefeye yer verilip, duygulardan bahsedilir. Sevgi, ön plana çıkartılmıştır. Sonra heyecanlı bir macera başlar. Macera kısmı duyguların en yoğun yaşandığı ve karakterlerin, travmalar ile karakterlerinin oluştuğu
"İnsanı yücelten içindeki Işık'tır "
Kitaba ilk başladığım zamanlarda pek akıcı gelmemişti açıkçası hatta yarım bırakıp rafa kaldırmışlığım bile oldu sonra tekrar okumak için elime aldım ve okudukça kitap hakkındaki düşüncelerimin değiştiğini farkettim. Başta akıcı gelmeyen kitabı bu sefer elimden düşüremiyordum. Kitapta hoşgörü peygamberi maninin hayatı anlatılıyor. Daha sonra Mani karakterini tanıdıkça kitaba daha çok sarıldığımı farkettim. Bütün inançlara ve bütün insanlara hoşgörü çerçevesinde yaklaşan ve kendi savunduğu dini yayma yolunda çıktığı yolda asla inancını,umudunu ve azmini kaybetmeyen bir karakter Mani. Okunması gereken, insan düşüncelerine duygularına anlam katacak bir kitap. Bu kitap rafa kaldırılacaksa bitirip rafa kaldırılması önerimdir :). Şimdiden keyifli okumalar .
Biz Türklerin Mani dini hakkındaki bilgisi Uygur Devleti'nin bu dini kabul etmesiyle başlar. Ancak bu dini yayan Mani'nin hakkında bilgi sahibi değilizdir çünkü ya merak etmemişizdir ya da tarihin tozlu sayfalarında kaldığı için zaman harcamaya değer görmemişizdir...
Ancak bu kitap sadece Mani'nin hayat hikayesini anlatmakla kalmıyor, yaşadığı zamanın çok ilerisinde, çağı tarafından yeterince değer görmemiş büyük aydını sahipleniyor.
Kitapta benim en çok dikkatimi çeken kısım aslında Mevlana ile Mani'nin birbirlerine düşünce olarak ne kadar benzediği. Arada yaklaşık 10yy. olmasına rağmen Mevlana'nın da Mani'den etkilendiğini düşünüyorum. Hatta Mevlana'nın o ünlü sözü olan "Ne olursan ol gel" sözü bu kuşkularımı da kanıtlar nitelikte oluyor.
İçinde yaşadığımız kötülüğün ayyuka çıktığı şartlar düşünüldüğünde insanlara umut veriyor Mani.
yılın ilk kitabı : )
itiraf ediyorum Maalouf daha önce okuyup "bir türlü kitabın içine giremiyorum" dediğim bir yazardı. şimdi Maalouf sevenler beni topa tutabilir ama gerçek bu : )
bu kitap arkadaşımın hediyesi ve onun hatırına bir şans daha vereceğim dedim ve bu sefer oldu : )
belki bu kitabın konusu ilgimi çektiği için kim bilir.
"mani" dini , nası ortaya çıktı , hangi yollardan gitti, nasıl yayıldı ?
Mani nasıl biriydi ? ve pek çok soru cevabını içeren "sürükleyip" içine alan bir kitap...din, siyaset, ahlak çarpışmalarında yeni doğan bir din !
ben okumalısınız derim ( ben bile : ))
mutlu okumalar : )
238 syf.
·
Puan vermedi
Maniheizm Üzerine
Maalouf romanlarında genelde belli bir dönemdeki tarihi olayları arka plan olarak kullanıp gerçek hayattan esinlenerek yarattığı karakterlerin hayatını anlatıyor. Doğunun geri kalmış ve aydınlığa dönük yüzünü bir arada vermeye çalışırken Batının Doğuya olan oryantalist bakış açısını da alttan alta eleştiriyor. Bu romanında ise doğrudan tarihi bir
Bir incir ağacının kabuğunu yaralamaktan nefret eden bir adamın öyküsü bu. Mani’nin. Hani ilkokul sıralarında adını duyduğumuz masalsı karakter.
Bunca gamın, kederin, yoksulluğun ve savaşın ortasında kendi doğrularını ve güzelliğini diline ve gönlüne döken Mani..
Yıllarca savaştığı iyilik adına sabretmediği hiçbir şey kalmayıncaya dek yaşadı. Savaşmak dediysem ömrü boyunca hiç kan dökmedi. Hiçbir zevkin uğruna harcamadı günlerini.
Bütün dinleri kucaklarken aslında tek bir şeydi niyeti: iyiliğin dinini yaymak. Göklerden gelen o hissiyatla yürüdü en doğru bildiği yolu. bu yolda önüne çıkan insanları engeli değil dostu oldu.O dostluğun da dinini yaydı. Yada belki en çok sevgi diniydi onunki. Bir şeyi sevmekle başlıyordu orada her şey, Sait Faik’in de dediği gibi.
Öleceğini bilerek yaşadı, yaşayamayacağını bilerek öldü en nihayetinde. Ama tek bir şey yapmadı o kısacık ömründe: vazgeçmedi.
O doğru bilinen yanlışlarımızdan. O dilimize pelesenk olan maniciliğin atası. O kalbinde sevgiyi büyütenlerin dua ve minnetle andığı.
“Işık bahçeleri, gönlü tok olanlara aittir.”