“Çağdaş batının en muteber kaynaklarından biri, îhvan-ı Safa hareketini şöyle anlatıyor: Bir avuç bilgin gizli bir topluluk kurmuştu, maddî ve manevi yardımlaşma amacıyla birleşen bu insanlar mistik ve siyasî bir inançtan kaynaklanıyorlardı. İhvan-ı Safa, faaliyetleri yayıma dökülen ilk düşünce topluluğu.”
“Unutmayalım ki, çeşitli dinlerden kimseler arasındaki toplantılar, Abbasi hanedanının hilâfete geçişinden beri Bağdat’da sürüp gidiyordu. Bir tarihçi, Bermekiler devrinde, zaman zaman tekrarlanan bu toplantıları anlatırken sünnî, Alî, haricî, mutezili, imamî, zerdüşti âlimler bir araya geliyordu, der. Basra’da da aynı düşünce kaynaşmasına şahit olmaktayız, üstelik orada tartışmalara, budistler, manikeenler hattâ düpedüz mülhitler bile alınıyordu. Hülâsa olarak diyebiliriz ki: Abbasîler’in payitahtındaki âlimler arasında mezhep ayrılıklarına göz yuman bir kardeşlik sürüyordu.
İhvan-ı Safa da bir âlim ve filozof birliğiydi. Her üye başka bir bilgi dalında uzmandı. Hem filozoflar hem de sünnî âlimlerce şüpheli görüldüler, hattâ İslâm uleması kâfir saydı onları. Oysa inanç bakımından mü’mindiler fakat nas’lara yüksekten bakan bir felsefeleri vardı, sık sık akılcı izahlara başvurarak nas’ları sarsıyorlardı.”
“Histoire du Developpement Cultural et Scientifique de l’Humanite, «İnsanlığın İlmî ve Kültürel Gelişmesi Tarihi», cilt 3: «Orta Çağdaki Büyük Medeniyetler» 1969, U.N.E.S.C.O).”