Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İsimle Ateş Arasında

Nazan Bekiroğlu

İsimle Ateş Arasında Sözleri ve Alıntıları

İsimle Ateş Arasında sözleri ve alıntılarını, İsimle Ateş Arasında kitap alıntılarını, İsimle Ateş Arasında en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hep vardı da adını yeni konuluyordu.
Sayfa 22
“Ufalanan buhur tanesini ateşe attı. Gül tam bağrından yandı. Buhurun, güzel kokusunu salması için ateşe atılması gerektiğini gördüm. Ateş kızıl. Buhur siyah. Duman bir âh kıvrımı. Bir duanın ağırlığı. Görmediğim ülkeleri, iki denizin tam birleştiği yerde kurulmuş, bol tapınaklı yitik kentleri gördüm.”
Sayfa 21 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Orta Camiinin ibrişim seccadeleri tanıktı, düzenli olarak namaz kılardık. İçki içmez, iş tutmazdık Kışla dışında yatmazdık. Emekli oluncaya kadar, yani ki delikanlılığımızın en harlı çağında, yasaktı sonsuz disipline sahip olması gaye edilerek kurulmuş her asker ocağında olduğu gibi, evlenmezdik. Tanımazdık bir kadın ruhunun erkek ruhuna kattıklarını. Oysa ne kadar sert olsa da bir erkek ruhunun şefkat tarafından bütünlenmeye ihtiyacı vardı. Asıl sır buradaydı. Mahrumu kaldığımız letafetin büyüklüğü oranında büyürdü sadece kendisinden ibaret kaldığımız şiddet. Neticede, herkes için zaaf olan şey bizde böyle dönüşürdü meziyete.
"takvimler o vakitlerin yaprağını çevirdiğinde, hangi nehir kendi yatağında akıyordu? Teknoloji, hat, rasat, harita, mutfak, tedavi, ilaç aynı yerde mi duruyordu? Biz. Yeniçeri ocağını. Biz bozulmuştuk da silahlarımızı hazırlayan ve taşıyan cebeci ocağı sağlam mı kalmıştı? Topçular hâlâ on altıncı asrın toplarını mı yapıyorlardı? Akıncılar bir efsaneden arda kalmış kanatlarıyla sınır boylarına mı akıp duruyordu? "
Sayfa 101 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
"Hadiseleri yazanların sıralayıp saydıkları sebeplerden "herhangi biriyle ,bir isim bir şey söylemediğinde artık hikâye bitti demektir . Ve hikâyenin adı o başlamadan da vardır ama ancak bittikten sonra koyulur . "
Sayfa 17 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Yitirecek hiçbir şeyi kalmamış olanlara mahsus baş eğişle baş eğdim. Acıyan yerlerimin daha az acıyacağına dair ümidimi tümen yitirdim. Kaçmadım artık yaralarımdan. Yanarak var olmayı kabullenmekle sönerek yok olmak arasında yapılacak seçimden ibaretti bütün hikâye. Yitirdim zannedip de bulanlarla buldum zannedip yitirenler arasında nerede durduğumu artık merak etmedim. Beni suyun üzerinde tutan ellerden kesildi elim. Öylece gömüldüm derin karanlıklara. İndirdim savunağım olan tüm perdeleri. Sessizce yenilgiye evet dedim...
Reklam
Cennetten kovulmuşları da gölgesinden barındıran cennet elması , bereketli nar , gövdesine sırtımı dayadığım ve iri yaprakları ışığı süzen incir ağacı. Bordo gül, pembe şakayık, sarı karanfil , filbahri fidanı. Tahta masa, iki sandalye ve üzeri kar manzaralı iki kahve fincanı. Zamanın görünmeyen buudu kalbimin içinden gelip geçerken, arka bahçenin iç orman aydınlığında değişip duran mevsimler, sonsuz devridaimden benim hisseme düşeni görünür kıldı.
Sayfa 129Kitabı okudu
Başlarken muhteşemdik, biterken tükenmiştik, sadece bu.
Oysa Nihâde , içinde birden fazla yalancı şafak taşıyan bitimsiz bir karanlıktı…
Sayfa 139Kitabı okudu
Uyan ey gözlerim gafletten uyan Uyan ey uykusu çok gözlerim uyan
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.