Yorumuna nasıl başlayacağımı bilemediğim, beni çok farklı ve birbirine zıt duygulara sürükleyen bu güzel eseri çok çok beğendim. Yazarın üslubuna hayranlığım herkesçe bilinir. Yaptığı betimlemeler, aşkı, öfkeyi, korkuyu işleyişi öyle güzel ki âdeta kaleminin efsunlu dünyasında kayboluyor insan... Kitabı okurken hep bir garipliği içinde gibiydim. Kitabın atmosferinde ıssız bir dehlizde çırpınır misali derin bir bunalım hâkimdi.
&
Yeniçerilerin bozulmasıyla çökmeye başladığı düşünülen Osmanlı'da tek suç aslında yeniçeriler değildi. Padişahla aralarında olan esşiz bağ kopmuştu. Usulsüzlerdi, elemlilerdi, içlerine yalan girmişti, yeniçerinin ismi kalmıştı sadece. O ismi de alan adamın hayatı yalandı. Yaşamak isteyip yaşayamadığı, içinden çıkamadığı dilemmada yalanlarla boğuşuyordu. Günahın ve ihanetin sebebinin bir tek güzel koku olduğunu bilmiyordu.
Ardında bıraktığı gözü yaşlı kızı yalan değildi ve bir de bir şeyin hep bir şey arasında asılı kaldığı yalan değildi.
#GeçmişKitapYorumları
