Islah Metodolojisi

Ahmed es-Seyyid

Quotes

See All
Islah kelimesi Kur'an-ı Kerim'de birebir geçmiştir. Nitekim Allah Teâlâ Şuayb'ın (aleyhisselam) şöyle dediğini bildirir: "Tek gayem, gücüm yettiği kadar ıslah etmektir. " Bununla birlikte ıslahın fazileti, Allah Teâlâ'nın kitabı ve Hz. Peygamber'in (sallallahu aleyhi ve sellem) sünnetinde mevcut bulunan "ıslah" lafzına hasredilemez. Bilakis ıslahın tabiat ve maksatlarıyla örtüşen her türlü amel, "islah" lafzı birebir bulunmasa da o kabilden sayılır. O nedenle Allah Teâla'ya davetin fazileti, emri bi'l-ma'rûf nehyi ani'l- münkerin emredilmesi, dini ikame edip onun için çalışmak, yeryüzünde bulunan fesatla mücadele etmek gibi konulara dair varit olan her türlü nas, aynı zamanda ıslah babından sayılır
Ibe Teymiye'nin (rahmetullahi aleyh) konuyla alakalı değerlendirmesi şöyledir: "Alim kimse, bazı hususları açıklamayı ve tebliğ etmeyi uygun vakte erteleyebilir. Nitekim Yüce Allah bazı ayetleri ve hükümleri, Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem) hakim olduğu zaman indirmiştir. Alimlerden ve emirlerden oluşan dini otoriteler de Allah Resûlü'nün (sallallahu aleyhi ve sellem) mesajını, tıpkı Peygamber'in yaptığı gibi tedricen beyan etmiştir. Malumdur ki Hz. Peygamber, anlaşılması ve amel edilmesi mümkün olmayan bir şeyi tebliğ etmemiştir. Şeriat da bir seferde tamamen inmemiştir. Meşhur bir deyişte de söylendiği gibi: 'Sana itaat edilmesini istiyorsan, guç yetirilebilecek şeyleri emret.'
Sayfa 126Kitabı okudu
Reklam
Eğer zamanımızda alimlerimizin geçmişte mücadele ettiği gruplardan daha etkili ve yaygın olan akımlar varsa alimlerimizi örnek almak, laiklik ve ateizm gibi bu yeni akımlarla mücadele etmekle olur. Vahye muhalif olan hiçbir grupla muhalefetleri miktarınca mücadeleyi hafife almamakla birlikte geçmişte kalmış gruplarla mücadele, alimleri örnek almanın hakikatini yansıtmamaktadır.
Sayfa 121Kitabı okudu
Ne sağlam bir ilmî eğitimden uzak duranlar ne de kendisini tamamen teorik bilgiye hapseden kimseler isabet etmişlerdir. Isabetli olan bu ikisini bir araya getirebilmektir. Bu birlikteliğin en verimli yolu ise verilecek eğitimin bu iki meseleyi birleştiren bir yapıda olmasıdır
Sayfa 215Kitabı okudu
Aynı zamanda öğrencilere sahip çıkmak ilk asırlardan bu yana uygulanagelmiş bir işlemdir. Abdullah b. Mübarek bir grup hadis talebesinin masraflarını yüklenmiş, kendilerini ilim tahsiline adamaları için onları fakirlere dahi öncelemiştir. Yine birçok ilim ehli gibi İmam Taberî'nin babası da kendisinin ilim talep etmesi için ona sürekli infakta bulunmuştur. Fakihler ilim talibinin zekât alabileceğini beyan etmişlerdir
Sayfa 318Kitabı okudu
Böylece tecdit mutlak ve nisbi olmak üzere iki kısma ayrılır. Mutlak tecdit, dinin asıl hakikatleri silinmeye yüz tuttuğu zaman onların ihyası ve uygulanması ile ilintilidir. Bunlar ister ilim ve delillendirme yoluyla ister sahada aksiyon ve hareket yoluyla yapılsın aynı kapsamdadır. Nisbi tecdit ise ilimlerden herhangi biriyle ilintilidir. İmam Şatıbi nin makasıd-ı Şeria alanında yapmış olduğu tecdit buna örnek olabilir. Pratik alanda yapılan bazı tecdit hamlelerine verilen örnekler çoğaltılabilir. Buna da eğitimde tecdit veya gayrimüslimleri İslam'a davet hususunda tecdit gibi örnekler verilebilir.
Sayfa 182Kitabı okudu
Reklam
"davet çalışmalarının önemli kurallarından biri de şudur: Çalışmak, sonuç almanın şartıdır, ancak sonuç almak çalışmanın şartı değildir. Yani davetçi çalışmayı, iyi sonuç almaya bağlamamalıdır. Çalışıp gayret etmeyi Allah'a ibadet telakki etmelidir. Aynı zamanda en iyi sonuçları almak için netice ve çalışma arasında doğrudan bir bağ kurmadan çabalamaya devam etmelidir."
Sayfa 142Kitabı okudu
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.