Hep beraber İslam’ın şartlarını anlıyorduk. Bir vuslat yolcusu İslam’ın şartlarının hepsini yaşar.
Vuslat yolcusu, İslam’ın şartlarından biri olan zekâtı nasıl yaşar?
Zekât demek; temizlenmek demektir. Zekât, özel manada malının kırkta birini ya da onda birini vermek manasına gelse de zekâtın kelime manası; temizlenmek,
tezkiye olmak demektir. Biri kazandığı malından zekât verince “malı temizlendi” denir. Peki, mal temizlenince her şey helal olur mu?
Hayır, olmaz. Biri Allah’a iman etmemişse onun gönlü zaten haramdır; yani iman etmeyen biri helalinden yese ne olacak, onun zaten kendisi haramdır!
Vuslat yolcusu her anda her şeyiyle kendisini temizleyendir. Temiz olandır, temizlenip temiz durmaya çalışandır, temizliğini koruyandır. Öyle ki canını Allah’a feda edecek kadar Allah için her şeyini harcayandır.
Zekâtını da; canı, hayatı ve zamanı olarak öder. Her anda zekât verme halindedir. Mü’min budur, Müslüman budur, rabbini isteyen kul budur.