İslam Deklarasyonu ve Tarihi Savunma

Aliya İzzetbegoviç
Aliya İzetbegoviç’in fikir dünyasının temel taşı, 1969 yılında kaleme aldığı ve ertesi yıl kendi imkânlarıyla, zorlu şartlar altında Belgrat’ta yayınlattığı, İslam Deklarasyonu’dur. Bu eser, hacim itibariyle küçük olsa da, hem yerel ölçekte, hem de dünya çapında etkili olmuş, büyük yankı bulmuştur. Öyle ki, eski Yugoslavya’nın Tito rejimi tarafından açık bir tehdit olarak algılanmıştır. 1983 yılında Saraybosna’da görülen Genç Müslümanlar (Mladi Muslimani) davasının en önemli delili olarak sunulmuştur. İslam Deklarasyonu’nu kıymetli kılan; Saraybosna’da yaşayan bir Bosnalı tarafından kaleme alınmış olmasına rağmen, tüm İslam dünyasına hitap etmesidir. Aliya İzetbegoviç, sadece Yugoslavya Müslümanlarının değil, tüm dünya Müslüman halklarının sorunlarına dair tespitlerde bulunmuş ve reçeteler önermiştir. Bu tespit ve reçeteler bugün de geçerliliğini korumaktadır. Aliya İzetbegoviç'in, 1983 yılında verilen 14 yıllık mahkûmiyet kararı aleyhindeki kanun yararına bozma başvurusu yani ünlü savunması ise ilk kez Türkçeye kazandırılarak, kitabın ikinci bölümünde yer almaktadır.
128 sayfa · İlk Yayın Tarihi: 1990
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

112 syf.
·
Puan vermedi
En iyi nasihat,iyi örnek olmaktır.
Malcolm X
Malcolm X
İsminin hakkını veren bir eser
İslam Deklarasyonu ve Tarihi Savunma
İslam Deklarasyonu ve Tarihi Savunma
,
Aliya İzzetbegoviç
Aliya İzzetbegoviç
sadece siyasi bir kişilik değil, sembol bir isimdir. yazdıklarıyla, yaşadıklarıyla da Malik el
İslam Deklarasyonu ve Tarihi Savunma
İslam Deklarasyonu ve Tarihi SavunmaAliya İzzetbegoviç · Ketebe Yayınları · 20198,7bin okunma
101 syf.
·
Puan vermedi
İslam gericilik değil aslında modernitenin kendisidir. Kendini üstün gören faşist zihniyetin bağnaz düşünceleri ile kirletmeye ve bundan çıkar sağlamaya çalışan odaklara inat her vakit bunun karşısında olup mücadele edecek kahramanlar olacaktır. Bize yıllarca cihad kılıç demek diyen kafasız kertenkelelere inat en iyi cihad kalem ile yapılır demeye devam edeceğiz... Yakın zamanın kahramanlarından Bilge Kral ve tavsiye edeceğim bir eser ..
İslam Deklarasyonu
İslam DeklarasyonuAliya İzzetbegoviç · Fide Yayınları · 20178,7bin okunma
101 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Bu aralar kafamı kurcalayan bir çok sorunun yanıtını bu kitapta buldum diyebilirim... - Hakkını vererek, gerçek anlamda bir İslâm ülkesinin kurulması mümkün müdür? - Ahlâki yoksunluk içinde bulunan
İslam Deklarasyonu
İslam DeklarasyonuAliya İzzetbegoviç · Fide Yayınları · 20178,7bin okunma
Bosna Hersek ve İslam
101 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Kitabı incelemeye kesinlikle önce bir Aliya yı tanımakla başlamalıyız ki kitabın amacını daha iyi anlayalım.
Aliya İzzetbegoviç
Aliya İzzetbegoviç
için Bosna Hersek in Atatürk ü dersek sanırım yanlış bir ifade kullanmış
İslam Deklarasyonu
İslam DeklarasyonuAliya İzzetbegoviç · Fide Yayınları · 20168,7bin okunma
135 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
İslam Deklarasyonu İslamcı siyasetin ve İslam birliğinin modern dünyadaki dirilişine hizmet edebilecek, ‘hedefimiz Müslümanların İslamlaşması’ sözü ile ahir zamana damgasını vuran bir kitap.
İslam Deklerasyonu
İslam DeklerasyonuAliya İzzetbegoviç · Yarın Yayınları · 20188,7bin okunma
Hatırla, Kimdi Yan Gözle Bakmadı Kır Çiçeklerine Bile*
128 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
45 günde okudu
Evet, İslam. Onunla olan mesafesini ve münasebetini tayin etmede çoğumuzun çoğu zaman zorluk çektiği İslam… Fakat her defasında bize bir kapı aralayan, “ne olursan ol yine gel” diyen İslam… Konumuz
İslam Deklarasyonu ve Tarihi Savunma
İslam Deklarasyonu ve Tarihi SavunmaAliya İzzetbegoviç · Ketebe Yayınları · 20198,7bin okunma
128 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
13 saatte okudu
Aliya İzzetbegoviç'in kaleminden bir kitabı ilk defa okudum. Belki de en önemlisini okumuş olabilirim. Bunun doğru olup olmadığını diğer eserlerini okuyunca anlayacağım ama bu eser yüzünden
İslam Deklarasyonu ve Tarihi Savunma
İslam Deklarasyonu ve Tarihi SavunmaAliya İzzetbegoviç · Ketebe Yayınları · 20198,7bin okunma
İslam Deklarasyonu
101 syf.
10/10 puan verdi
Aliya İzzetbegoviç bu eseriyle,kendi deyimiyle “Müslümanların uyanışı” için bir yol haritası çiziyor.Kitabı okurken,kuru bir siyaset teorisi değil aksine derinden hissedilen bir arayış ve sorumluluk duygusuyla karşılaşıyorsun.Aliya’nın satırlarında samimiyet çok belirgin.Ne akademik bir mesafe koymuş,ne de abartılı bir idealizme kaçmış.Tam ortasında durmuş hayatın ;gerçekçi ama umutlu....
İslam Deklarasyonu
İslam DeklarasyonuAliya İzzetbegoviç · Fide Yayınları · 20178,7bin okunma
İslam Deklarasyonu - İnceleme
128 syf.
·
Puan vermedi
·
65 günde okudu
Aliya İzzetbegoviç
Aliya İzzetbegoviç
'in fikir dünyasının temel taşı, 1969 yılında kaleme aldığı ve ertesi yıl kendi imkânlarıyla, zorlu şartlar altında Belgrat'ta yayınlattığı, İslam Deklarasyonu'dur. Bu eser,
İslam Deklarasyonu ve Tarihi Savunma
İslam Deklarasyonu ve Tarihi SavunmaAliya İzzetbegoviç · Ketebe Yayınları · 20198,7bin okunma
101 syf.
9/10 puan verdi
·
4 saatte okudu
Saatler geçmiş ve kitap bitmiş keşke devam etseydi ya. Bitince aklıma gelen acaba biz müslümanlar dinini yasayanlardaniz mi yoksa dini için yasayanlardaniz mi. Veyahut ikisi için mi??? Gayeyi sorgulamak geldi dile.Dile gelen cümleler beni hayrette düşürdü.karsimda ölmüş bedenler umudu bitmiş ya da boş yolda umudu arayan gözler. Biz müslümanların islamlasmasini haykıran kainat. Müslüman islamla yok muydu .onu goremeyen medeniyeti kim kurdu.Ogretilen ancak Allah ve Islam için canını vermek değil miydi? Sonunda sabre talip olmak vardı.aslinda yok edilen Islam insaniydi. Fikirleri özden uzaklaştırıp Sözde medeniyetlerstirdiler. Medeniyet diye önümüze birliğimizi, sevgimizi yok etme eylemlerini sundular. Oysa birlik bozulunca geri kalmisliga itilirdi insanlık. özümüz islami, hocalardan değil Kuranı Kerimden öğretildi.Once özden Ahlakı yoksun bıraktılar çünkü biliniyordu Islam güzel ahlak dinidir. Yükselme döneminde konuşan Sadece Kuran iken suan sosyal hayatımiz ruh hayatımız gerileme donemindeyken Kuran bu dönemin neresinde. Bizler umursamazlar ülkesinde padişah olursak yıkılmaya mahkumuzdur. Manevi iç alemin nizamını, inanç sistemini,eşitliği, insanlara muhabbeti, terbiyeyi, eğitimi, hedefi , aileyi kurmayı islamca saglarsak o zaman dini için yaşayan müslümanlar oluruz.umursamazlar ülkesinde devam edersek bizler sadece cennete talip olur Nur-u Cemal"e kavuşmayız. O zaman dinini yaşayanlardan oluruz. Islam iç ve dış dünyamızın ışıklarıdır. .iyi bir gelecek icin sorumluyuz her adimimizdan. Suskun aglamalar biriktirerek..HABERINIZIN OLMADIĞINI SÖYLEYEMEYECEKSİNİZ...
İslam Deklarasyonu
İslam DeklarasyonuAliya İzzetbegoviç · Fide Yayınları · 20178,7bin okunma

Yazar Hakkında

Aliya İzzetbegoviç
Aliya İzzetbegoviçYazar · 17 kitap
Alija İzetbegović (Boşnakça söyleyişi: [alija izɛtbɛɡɔʋitɕ]; d. 8 Ağustos 1925 - ö. 19 Ekim 2003), Boşnak devlet adamı ve bağımsız Bosna-Hersek'in ilk cumhurbaşkanı. Doğumu ve Yetişmesi Alija İzetbegović, 1925'te bugün Bosna-Hersek'in kuzeybatısında bulunan Bosanski Samac kasabasında Dünya'ya geldi. Ailesi İslâmi duyarlılığa sahip bir aileydi. Ancak İzetbegović, İslam karşıtı ve Müslümanları Avrupa'ya dışarıdan girmiş kimseler olarak gören bir çevrede yetişti. Saraybosna'da bir Alman lisesinde eğitim gördü. Bilime önem veren ve disiplinle çalışan bir öğrenci olarak tanındı. Lise çağında üstün kabiliyetleriyle ve İslami konulara ilgisiyle öne çıktı. O dönemde bazı arkadaşlarıyla birlikte dini konuları tartışmak amacıyla Mladi Muslimani (Müslüman Gençler Kulübü) adını verdikleri bir kulüp kurdu. Bu kulübü kurduğunda henüz 16 yaşındaydı, fakat oldukça etkin ve üretken bir düşünce kabiliyetine sahip olduğu gözleniyordu. Bu yüzden kurduğu kulüp bir düşünce kulübü olmaktan çıkarak aktivite kulübüne dönüştü. Dolayısıyla birtakım eğitim ve hayır faaliyetlerine öncülük etmeye başladı. Ayrıca genç kızlar için de ayrı bir birim oluşturdu. İkinci Dünya Savaşı esnasında da ihtiyaç sahiplerine yardım etti. II. Dünya Savaşı Yılları İzetbegović'in kurduğu Müslüman Gençler Kulübü oldukça önemli faaliyetler gerçekleştirdi. İkinci Dünya Harbi esnasındaki faaliyetleriyle de herkesin dikkatini çeken gözde bir oluşum hâline geldi. Ancak bu savaş esnasında tüm Yugoslavya, Almanların işgaline uğramıştı. Bu savaş esnasında Sırp Çetnikler Alman askerlerinin de desteğinden yararlanarak Bosna'da 100.000 Müslüman'ı öldürdüler. Komünist Rejim 13 Ocak 1946'da Yugoslavya yeniden bağımsızlığına kavuştu. Ancak bu bağımsızlık hareketinde Komünist Parti yanlıları önemli bir rol üstlendiklerinden bağımsızlık sonrasında da ülkede yönetimi ele geçirdiler. Ülkenin resmi statüsünü de federal cumhuriyetler birliği olarak belirlediler. Buna göre Yugoslavya altı federal cumhuriyet ile iki özerk bölgeden oluşacak, cumhuriyetlerden biri de Bosna-Hersek Cumhuriyeti olacaktı. Komünist rejimin ülke yönetimini ele geçirmesiyle birlikte dinlere özellikle de İslam'a karşı bir savaş başladı. İzetbegović, İslami faaliyetleriyle tanındığından ve ateizme karşı olduğundan komünist baskının en önemli hedeflerinden biriydi. Bu sebeple 1949'da İslamcılık suçlamasıyla hapse girerek beş yıl hapis cezası çekti. İzetbegović'in sıkıntıları 1953'te iktidara gelen Tito zamanında daha da arttı. Fakat o bütün baskılara rağmen İslami konularda kafa yormaya, fikirler üretmeye, etrafını aydınlatmaya devam ediyordu. Bu arada sistemin Müslümanların meseleleriyle ilgilenmesi üzere görevlendirdiği Hasan Duzu ile ilişki kurarak onunla irtibat halinde çalışmalar yürütmeye başladı. Tito'nun 1974'te yeni bir anayasa hazırlamasından sonra yönetim Müslümanlar üzerindeki baskıyı kısmen hafifleterek bazı geleneksel İslami kurumların yeniden işlev kazanmasına imkân sağladı. Bu yumuşama üzerine bazı camiler ve medreseler yeniden açıldı. Küçük çapta da olsa bir yumuşamayla bazı dini kurumların yeniden hayata geçirilmesi Müslümanlar arasında hızlı bir İslami uzlaşıya zemin hazırladı. İzetbegović'in İslami Manifestosu 1980'de Tito ölünce federasyon cumhurbaşkanlığı konusunda bir anlaşmazlık ortaya çıktı. Bunun üzerine altı federal eyaletin her birinin cumhurbaşkanının sırayla bir yıl federasyon cumhurbaşkanlığı yapması üzere anlaşma sağlandı. Bu gelişmeyle birlikte ülkede kısmen bir demokratikleşme sürecine girilmiş oldu. Çünkü federal eyaletlerde yönetime geçmek isteyenler siyasal partiler vasıtasıyla faaliyetler yürütebiliyorlardı. Buna bağlı olarak hürriyetlerde de bir genişleme oldu. İzetbegović'in oğlu bu ortamdan yararlanarak babasının makalelerini bir kitapta toparlayıp, 1983'te "İslami Manifesto" adıyla yayınladı. İzetbegović'in daha önce 1970'te de bu adla bir kitabı yayınlanmıştı. 1983'te söz konusu kitabın yayınlanması epey bir yankı uyandırdı. Hâkim sistem bu gelişmeye tahammül edemeyerek İzetbegović'i Avrupa'nın ortasında radikal İslami bir cumhuriyet kurmak için çalışmakla suçladı ve tutuklattı. İzetbegović, mahkeme önüne çıkarılıp 'hakim sistemi değiştirmek ve Bosna-Hersek'i İslami devlete dönüştürmek için çalışmak'la itham edildi ve yargılamadan sonra 14 yıl hapis cezasına mahkum edildi. Fakat bu mahkumiyet onun kitabının bütün Bosna'da duyulmasını ve tesirini göstermesini sağladı. Müslümanlar muhtelif yollarla onun söz konusu kitabını temin etmeye çalışıyorlardı. Kitabın yazarının bu kitaptan dolayı hapiste olması okuyanların ruhlarındaki tesirinin daha da artmasına sebep oluyordu. Hapis Yılları Yargıtay kararıyla daha sonra mahkûmiyet süresi 11 yıla indirildi. 1988'de çıkarılan bir afla da serbest bırakıldı. Beş yıllık hapis süresi (1983-1988) İzetbegović'in hayatında önemli etkiler yaptı. Hapiste düşünmeye, fikir üretmeye, daha önce üretilmiş fikirlerden istifade etmeye çokça fırsat buldu. Bunun yanı sıra önemli bir fikri eserinden dolayı hapse atılması olması, onun fikirlerinin çevrede daha çok yankı uyandırmasına sebep oldu. Ayrıca onun hapiste olduğu dönemde yıllarını verdiği "Doğu ve Batı Arasında İslam" adlı meşhur kitabı yayınlandı. Bu kitabını bir arkadaşı neşretti ve çok kısa zamanda geniş bir kitleye ulaşarak büyük yankı uyandırdı. İzetbegović, bu kitabıyla İslam'ı sade ve öz bir şekliyle yetişen nesillere kazandırmayı hedefliyordu. Siyasi Mücadele Alija İzetbegović'in 1997 yılındaki Amerika Birleşik Devletleri ziyareti İzetbegović, hapisten çıktığında Dünya'da komünist rejimler çöküş dönemine girmişti. Yugoslavya'da da eski federatif yapının korunması konusunda çok fazla bir duyarlılık kalmamıştı. Bunun yerine bağımsızlık yanlısı fikirler etkisini göstermeye başlamıştı. Ayrıca eyaletlerde yönetime geçme konusunda etkin siyasi yarışlar başlamıştı. Alija İzetbegović de Bosna-Hersek Özerk Cumhuriyeti'nde Demokratik Eylem Partisi (SDA) adı verilen bir siyasi parti kurdu. Bu parti Bosna-Hersek'te 5 Aralık 1990'da gerçekleştirilen genel seçimleri kazanarak lideri Alija İzetbegović cumhurbaşkanı oldu. Bu seçim SDA'nın girdiği ilk seçim olmasına rağmen büyük bir başarı elde etti ve cumhurbaşkanlığını kazanmasının yanı sıra parlamentoda da 86 sandalye elde etti. Bağımsızlık Dönemi 1990'lı yıllara girildiğinde Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti içinde bir bağımsızlık hareketi baş gösterdi. Özerk cumhuriyetler birbiri ardından bağımsızlıklarını ilan ediyor ya da bu yönde niyetlerini ortaya koyuyorlardı. Bosna-Hersek de 1 Mart 1992'de gerçekleştirdiği referandum sonrasında bağımsızlığını ilan etti. Çünkü yapılan referandumda halkın % 62,8'i bağımsızlığı tercih etmişti. Ancak Sırplar hemen arkasından Bosna-Hersek yönetiminde söz sahibi olan Müslümanlara karşı savaş açarak yeni bir katliam hareketi başlattılar. Hırvatistan ve Slovenya'nın bağımsızlık mücadelesine destek olan Avrupa ülkeleri ve ABD ise Bosna-Hersek'i Sırp saldırıları karşısında yalnız bıraktılar. Bosna-Hersek Müslümanlarını en çok sıkıntıya sokan da, Avrupa'nın üçüncü büyük ordusu Yugoslavya Federal Ordusu'nun Sırp çetnikleriyle birlikte hareket etmesi, onlara destek vermesiydi. Müslümanlarsa herhangi bir askeri destekten yoksun ve silah yönünden çok zayıftılar. Sonuçta Sırplar Bosna-Hersek'in önemli şehirlerini işgal ettiler. Bu işgal hareketi bir milyona yakın Müslüman'ı göçe zorladı. Sırplar işgal ettikleri yerlerde hem katliam hem de yıkım gerçekleştiriyorlardı. Özellikle camileri ve İslami izler taşıyan tarihi eserleri yıkmaya özen gösteriyorlardı. Bosna-Hersek meselesinin çözümü için değişik tarihlerde gerçekleştirilen görüşmeler ve arabuluculuk çalışmaları da bir sonuç vermedi. 1994'ün sonuna gelindiğinde Bosna-Hersek'teki iç savaşın aldığı can sayısı 250.000'i, göçe zorladığı insan sayısı ise 1 milyonu aşmıştı. Bosna-Hersek Cumhuriyeti cumhurbaşkanı Alija İzetbegović çok büyük askeri güce ve imkana sahip olan Sırplarla, her türlü askeri imkandan yoksun ve hiçbir dış desteğe sahip olmayan Bosna-Hersek halkını karşı karşıya getirmemek için önce oldukça temkinli bir politika izledi. Dayton Anlaşması Bosna-Hersek Müslümanlarının direnişlerine Müslüman halklar grubu sahip çıktı. İslam dünyasının muhtelif bölgelerinden gençler direnişçiler soykırıma dur demek için bu ülkeye gitti. Direniş ve savaş aynı zamanda Bosna-Hersek Müslümanları arasında İslami bilinçlenmenin artmasını da sağladı. Ancak ülke yönetimleri Bosna-Hersek Müslümanlarını büyük ölçüde yalnız bıraktılar. Buna ek olarak Avrupa ve ABD, ezilen ve katliamlara maruz kalan Bosna-Hersek halkına hiçbir şekilde destek çıkmadı. Katliamın son raddesine vardığı sırada da Sırpların isteklerini kabul etmeleri için Müslümanlara baskı yaptılar. İşte bu siyasi baskılar ve eşit olmayan savaş şartları karşısında İzetbegović, önüne konulan anlaşmayı kabul etmiştir. Çünkü savaşın devam etmesi Bosna Müslümanlarının tam bir soykırımla karşı karşıya gelmeleri gibi sonucun doğmasına sebep olabileceğini düşünüyordu. Neticede 1995'te ABD tarafından dayatılan Dayton Anlaşması'nın imzalanmasıyla savaş sona erdi. Anlaşma Bosna-Hersek topraklarının % 51'ini Müslümanlara ve Hristiyan Hırvatlara, % 49'unu da Bosna-Hersek Sırplarına (veya bu ülkeye yerleşmiş Sırplara) veriyordu. Yönetimin de bu üç halk arasında paylaşılmasını şart koşuyordu. Anlaşmayla Amerika Birleşik Devletleri, aynı zamanda Müslümanlara ellerindeki silahları imha etmelerini ve ABD patentli silahları, yedek parçasız bir şekilde satın almalarını şart koştu. Bosna-Hersek Savaşı, ABD ve Avrupa'nın haçlı kimliğini bir kez daha gözler önüne sermiştir. Bunu bizzat Avrupalı tarihçiler ve yorumcular da itiraf etmiş ve bu savaşta Batılıların 19. yüzyıldaki sömürgeci kimliklerine geri döndüklerine dikkat çekmişlerdir.
30 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.