İslam Dünyası ve Ortadoğu

Akif İnan

İslam Dünyası ve Ortadoğu Quotes

You can find İslam Dünyası ve Ortadoğu quotes, İslam Dünyası ve Ortadoğu book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Filistin, mezarı olacaktır Yahudi kavminin. Hz. Süleyman’ın, Hz. Davud’un mirasına hıyanet eden bu kavim, kendi ayağıyla tekrar geldiği bu topraklarda helak olacaktır er geç.
İslâm birliğini temsil eden Osmanlı Devleti’ni önce Batılılaşma serüvenine sürükledikten ve iyiden iyiye zayıf ve muhtaç duruma düşürdükten sonra, suni milliyetçilik tohumları ekerek bu birliği sarsan emperyalizm, dağılan devletin toprakları üzerinde güdümlü yeni devletler kurdurarak çıkarlarını garantiye bağladı.
Reklam
Kudüs, bir sınav kağıdı. Her Mü’min kulun önünde... ~ACZ
Kudüs esir olmakla, Müslümana bir ders vermiştir. Yeryüzü Müslümanları bir ilahî imtihanla karşı karşıyadır. Kudüs’ün elimizden çıktığına inananlar, oranın yahudilerin mülkiyetine geçtiğini sananlar, bu imtihanı kaybetmişlerdir. Çalınan Kudüs’ü geri almak cehdiyle yaşamayanlar, bu imtihanı kaybetmişlerdir.
Sayfa 116 - PDF | Eğitim-Bir-Sen YayınlarıKitabı okudu
Kudüs’ün işgaline karşı çıkmayan, bu reddini her vesileyle haykırmayan, orayı kurtarmayı millî ülkü olarak benimsemeyen her Müslüman ve halkı Müslüman olan her devlet, bir kement gibi başının etrafında dolanan esaret zincirinin farkında değil demektir. Kudüs’ün uğradığı emrivakiyi şiddetle reddetmektir Müslümanlardan beklenen. En azından şiddetle ve nefretle ret!
Sayfa 139 - PDF | Eğitim-Bir-Sen YayınlarıKitabı okudu
yahudinin gayesi
Batı’dan gördüğü destekle, giriştiği savaşlar sonunda mevcut sınırlarını bile genişletmiş ve zapt ettiği bu topraklarda hak iddia eder noktaya gelmiştir. Aslında yahudi’nin, sınırlarını genişletmesinde güttüğü gaye, iyi bilinmelidir ki, daha geniş topraklara malik olmak ihtiyacıyla ilgili değildir. Yani yahudi, ülkesinin alanını genişletmek adına bu savaşlara girişmedi. Şimdilik ve hatta daha uzun bir süre, geniş topraklara muhtaç değildir yahudi. Onun bu toprak işgalinin amacı, muallel durumunu, mevcut iğreti devletini, meşrulaştırmaktır. Zapt ettiği toprakları, icabında, bir taviz olarak geri vermek suretiyle Birleşmiş Milletler’in kendine hediye ettiği ülkenin, tabii ve meşru sahibi olarak tescil edilmesini hesaplamaktadır. Gayesi, kendini Filistin’in münakaşasız sahibi saydırmaktır dünyaya.
Sayfa 54 - PDF | Eğitim-Bir-Sen YayınlarıKitabı okudu
İnsanlık adına, hak, adalet, özgürlük adına itiraz etmemiz gereken bu esarete, onları esir eden vahşete âdeta hak veren bir tavır takınıldı. “Bir haksızlık gördüğünüz vakit, elinizle, dilinizle doğrultunuz, ona da muktedir olamazsanız, kalbinizle buğzediniz, kalben buğzetmek imanın en zayıf şeklidir.” buyruğunu düşünelim de kendimize yer biçelim...
Sayfa 55 - PDF | Eğitim-Bir-Sen YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Bütün İslâm ülkeleri bizimdir. Hatta bütün yeryüzü bizimdir. “Yeryüzü size mescit kılındı.” buyruğunun doğrultusunda, köşe bucak bütün dünya bizim. Bütün Müslümanlar bizimdir. Çünkü “Bütün Müslümanlar kardeştir.”
Sayfa 30 - PDF | Eğitim-Bir-Sen YayınlarıKitabı okudu
Biz adam olsaydık...
Bütün yeryüzü Müslümanlarını himaye eden ve bu nüfuzla Batı dünyasının karşısına tehdit edici bir hüviyetle çıkan bir devlet politikasını elimizin tersiyle iterek Batılıların umduğundan ve istediğinden daha fazla İslâm toplumlarına sırt çeviren biz değil miyiz? Hâlâ İslâm ülkelerine karşı kısmî ve çok basit bir yumuşama dönemine giremedik. O kadar ki hiçbir zaman için bu konuya ciddi ve şahsiyetli bir biçimde yaklaşamadık. Oysa biz adam olsaydık neler olmazdı?
Sayfa 41 - PDF | Eğitim-Bir-Sen YayınlarıKitabı okudu
Eğer Müslümanlar bu işgal karşısında şiddetli bir ortak acı duyarak, bir uzuvlarının koparıldığını anlayarak hep birlikte ayağa kalkmaya davransalardı, o anda tahliye edilirdi Kudüs. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. 42 devlet ve bir milyar insanı yek-ten karşısına almaya dünya emperyalizmi asla cesaret edemez. İşte bu birliği, bu kişiliği gösteremedi İslâm ülkeleri...
Sayfa 144 - PDF | Eğitim-Bir-Sen YayınlarıKitabı okudu
“İslâmî dayanışma” lafzının hakikatine tam anlamıyla bağlanılsa neler olmazdı? Ama bir yandan İslâmî dayanışmadan söz edilirken öte yandan laisizmin belli şemalarından kopulmazsa bir yandan ırk ayrımına karşı olunurken öte yandan bizzat devletleri ırkçı tutumlarından vazgeçmez, içlerindeki etnik gruplarla savaş verirlerse, sömürgeciliği reddederlerken, kapitalist ya da sosyalist dünyalarla içli dışlı olmaya, o ideolojileri kendilerine rehber kılmaya devam ederlerse, siyonizmden yaka silkerlerken el altından da İsrail’e petrol yollarlarsa, Müslüman halkların mücadelesine yardım edeceklerini söylerken, Müslüman halkı kıran, mesela Habeşistan gibi devletlere cephane gönderirlerse, ne anlamı kalır İslâm Konferansı’nın?
Sayfa 95 - PDF | Eğitim-Bir-Sen YayınlarıKitabı okudu
108 öğeden 61 ile 70 arasındakiler gösteriliyor.