İslam Dünyasında Düşünce Sorunları

Ali Bulaç

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Müşrik toplumda, insan kendini, dışındaki bütün varlıklara karşı kesintisiz bir mücadele içinde görür ve en çok savunma mekanizmaları geliştirir. Tabiatı tahrip eder, öldürücü silahlar üretir ve gücünün yettiği her şeyi her varlığı kayıtsız - şartsız egemenliğine geçirmek ister. Yani şirk, despotizmin ve sömürünün felsefesidir.
Hıristiyanlık, çağımıza ve bu çağın insanı çürüten, yok eden bozuk gidişine karşı bir direnç koyamaz. Diktacı yönetimlere, baskı rejimlerine, toplumsal buhranlara, savaş kışkırtıcılığına ve sömürgeciliğe bu gerçek karakterinden dolayı karşı koyamadığı için Hıristiyanlık, bugünkü dünyanın ve özellikle mustaz'af (güçsüzleştirilmiş) halkların ideolojisi, daha doğrusu dini olamaz.
Reklam
İsrail, bir devlet terörü, işgal ve saldırganlıkla Müslümanların toprağını hakimiyetine geçirmekte, çevresinde kalabalık bir nüfus teşkil edip yaşayan Arap ülkelerinin kendi aralarındaki iç çekişmelerinden, yabancı güçlere bağımlılıklarından ve İslami bir özden yoksun yöresel /bölgesel devletçiklere bölünmelerinden yararlanarak bu politik - dini tasarısını uygulama alanına koymaktadır.
Şeytana karşı koymanın en güvenilir yolu bilgiden geçer. Eğer bilginin kaynağı vahiy değilse, evren, insan ve tarih hakkında yine bilgi edinmek mümkündür. Ama bu ancak «cahili» bilgi türüdür.
Sabri Ülgener'in deyimiyle; akıl ve mantık tarafına aşırı güvenin ölçüsüz bir ifade tonu ve üslubu ile kendini sık sık ve bıktırasıya açığa vuruşu, entelektüeli akıllıdan bir adım ötede «ukalâ» ya kaydırır. Daha doğrusu kendi terimlerimizle düşündüğümüz zaman aydın, takvası olmayan ve bağrından geldiği halkı arasında inançlarını kaybetmiş yabani bir elittir.
Reklam
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.