Beşerî arzular ve şehvet, insan bilgisinin darlığı ve insanlığı sürükleyen birtakım tesirler insanın alemşümul, değişmez kanunlar koymasını imkansız kılar.
Dinî esaslar üzerine tesis edilen bir nizamın insan tabiatına; ıslah amacıyla beşer aklı tarafından getirilen diğer şeylerin hepsinden daha uygun, muhkem ve mükemmel bir pratik hayat tarzı takdim ettiğini gördüğümüzde... sadece bu bile dinin ve dinî görüşün değerini takdir hususunda tam bir delil teşkil etmez mi?
Beşerin yeryüzündeki diğer varlıklardan daha üstün ve şerefli bir mahluk olarak değer bulması, arza hilafet göreviyle gönderilmiş olması ve alemdeki herşeyin ona musahhar kılınması da bu gerçeklerdendir.
Allah Teâlâ'nın yolundan saptıkları içindir ki beşer aklının ürünü olan düşünce sistemlerinde, ideoloji ve düzenlerde esas itibariyle sürekli gelişip ilerleme ihtiyacı görülür.