Kant, La Religion dans les İimites de la simple raison'unda (Saf Aklın Sınırları İçerisinde Din) İslâm'ı övmüştür. “İslâm” diyor Kant, “kendini vakar ve cesaretle ayırt etmekte; çünkü o imânı mucizelerle değil, fetihlerle yaymaktadır. Ve o gözüpek bir zühd (ascetism) üzerine kuruludur. Bu önemli olgu, Allah'ın birliği kavramını ilan eden o ilk kişiye dayanmaktadır. Putperestlikten kurtulan insanların soyluluğu da bu sonucu doğurmakta önemli bir faktör olmuştur. İslâm'ın ruhu iradesiz bir boyun eğmede değil, fakat Allah'ın iradesine gönüllü bir katılmada olup, bu da her şeyden önce, yüksek ve soylu bir haldir.”.