Bilgiye erişmenin kolaylaştığı şu devirde aynı nispette bazı şeylerin hayatımızdan koptuğunu görüyoruz. Edeb, ahlâk, hayâ, iffet, nezâket, zarâfet gibi kavramlar artık kelâm-ı kibar, veciz sözler içerisinde donuk, sönük kavramlar olarak kaldılar. Oysa başta Rasûlullah’ın mübarek hayatında ve ashâb-ı güzinin o mümtaz hayatı takip ve tatbiklerindeki güzellikleri çok nadir görür olduk. Kitap, evvelâ durgun suya atılan taşın meydana getirdiği halkalar gibi kendi hayatımızla başlayıp yakın çevremize karşı ve dahi tüm insanlara karşı takınılması gerekli nezih, latif, güzel hasletleri, fiilî ve kavlî ziynetleri önümüze bir eczane misâli seriyor. Misâfire karşı, misafir olarak, yemek yerken, komşuya karşı, yürürken, konuşurken, soru sorarken, ikram ederken, ikramı kabul ederken, anne-babaya karşı sahip olunması gereken nebevî güzelleri amelî tavsiyelerle bizlere aktarıyor. Şerafettin Kalay Hocaefendi'nin çok güzel izahatıyla merhum Abdulfettah Hocaefendi'nin bu kıymet eseri başta hayatımızda yerini almalı ve eş, dost herkese tatlı mahiyetinde hediye edilmeli kanaatindeyim. Okurken çok lezzet aldım. Allah istifade edip okuduklarımıza âmil eylesin cümlemizi.