İslam Karşıtı Söylemlerde Bulunan Metodolojik Hatalar

Ahmed es-Seyyid

Quotes

See All
Mezkûr şüphenin geçersiz olduğuna dair delil zikretmeye kalkışmak hatadır. Zira ispat yükümlülüğü iddiayı inkâr edenin değil, iddiayı ortaya atanındır.
Sayfa 17 - mezkûr: zikredilenKitabı okudu
Örnek: Kainatın oluşumuna dair, bırakın hakikati ifade etmesini, henüz "teori" olarak dahi ifade edilemeyecek, hipoteze bile ulaşmaktan aciz modern söylemler ile son derece kesin ve keskin çıkarımlar yapmaları bunun başat örneğidir. Buna rağmen bu tür söylemleri savunan ateistler görmektesiniz. Bu ateistlerle yapacağımız tartışmalarda üç yöntem izleyebiliriz: 1- Bu teorilerin geçerli olmadığını ispat etmek. 2- Geçerli olduğunun varsayılması ve akabinde ilgili teori ile yaratıcının olmadığı sonucu arasında zorunlu bağlantı bulunmadığını ortaya çıkarmak. 3- Bu teorilerin, Allah'ın varlığına dair -akli deliller gibi- tercihe şayan delillerle çeliştiğini söylemek. Zira bu deliller katidir ve onların ulaşmak istediği zanni sonuçlara aykırıdır. Münazara âlimleri üç yöntemi de kullanmıştır. Birincisi mūnākaza veya men, (Bu aslında teorinin geçerliliğine dair delil istemektir, muhalif delilin geçersiz olduğunu ispatlamak değil.) İkincisi nakz, üçüncüsü ise muâraza olarak isimlendirilir.
Reklam
Allah seçmiş olduğu peygamberi için ne denizi yarmaktan ne de kulunu kendi katına çıkarmaktan acizdir.
Sonuçları, sahih olmayan delillerin üzerine bina edilmesi (2. madde) Örnek: Hz. Ebû Bekir'in, içinde hadislerin yazılı olduğu sahifeleri yaktığına dair gelen rivayete binaen sünnet hakkında şüpheler ortaya atmak. Bu sabit değildir. Muallimi, Envâru'l-Kaşife'de Ebû Reyye'nin ilgili Ebû Bekir hadisini delil getirdiği sözünü zikrettikten sonra şöyle der: "Ne var ki haber sahih değildir. Ebû Reyye ilgili haberi Zehebî'nin Tezkiretü'l-Huffaz'ına, Suyûtînin Cemu'l-Cevami ine dayandırmıştır ancak Zehebî ve Suyûtî'nin ta'n ifadelerine yer vermemiştir. Zira Tezkire'de 'Sahih değildir ifadesi geçmektedir. "
Müminlerin görüşlerinin hakikatini anlamamak Örnek: "Allah'ı kim yarattı?" şüphesi. Bu da birbirinden farklı iki kaideyi eşdeğer görmeyle gerçekleşmektedir. Bunlar, "Her varlığın bir var edicisi bulunmaktadır." ile "Her hadisin bir muhdisi vardır." kaideleridir. Nitekim müminler ikinci akli zorunluluğu kabul etmektedirler. birincisini değil. Hâl böyleyken ateistler Müslümanlar ile ilk kaideyi bağdaştırmakta, akabinde de şüphelerini ortaya atmaktadırlar.
Reklam
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.