Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İslâm Mezhepleri Tarihi

Halil İbrahim Bulut

İslâm Mezhepleri Tarihi Sözleri ve Alıntıları

İslâm Mezhepleri Tarihi sözleri ve alıntılarını, İslâm Mezhepleri Tarihi kitap alıntılarını, İslâm Mezhepleri Tarihi en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“Kadiyanilik”
“19.asrın sonlarına doğru Pencab bölgesinin Kadiyan şehrinde Mirza Gulam Ahmed’in, Mehdilik, Mesihlik, Nübüvvet iddiaları üzerine bina edilmiş şahıs merkezli dini bir harekettir.” “Kendilerini mezhep olarak görmezler. Çünkü onlara göre İslamda mezhep yoktur. Var olan mezhepler düşünce okuludur.”
undefined
-Babilik ve Bahailik-
“Bahaullah lakaplı “Mirza Hüseyin Ali” tarafından yeni bir din olma iddiası ile kurulmuştur. Taraftarları, Mirza Hüseyin Ali’nin şahsında Tanrı’nın zuhur ettiğine inananılır.”
Reklam
Nusayrilik
Kadının Dini Konumu: Kadınları hor, değersiz ve düşük yaratıklar olarak gören Nusayriler, onların şeytanların günahlarından yaratıldığına ve ruhlarının olmadığına inanırlar. Bu sebeple kadınlara mezhebi bilgilerin ve sırların açıklanması kesin olarak yasaklanmıştır. İnançlarına göre kadınlar şeytanların günahlarından yaratıldıkları için, mümin olamazlar. Ancak bir Nusayrı kadını düzgün bir hayat yaşarsa bir sonraki yaşamında mümin bir erkek olarak dünyaya gelir. İnsan, küfründe ileri gittikçe kadın suretinde bir şeytan olur. Ka- dınların mümin olmaları istenirse ölümünden sonra erkek şekline çevrilirler. Nusayrî inancına göre kadınların hiçbir dinî sorumluluğu ve yükümlülüğü yoktur. Kadınlar ibadetlerden muaf tutulmuşlardır ve temizlenme duası dışında başka dua kadınlara öğretilmez. Hatta ibadetin yapıldığı odaya bile yaklaştırılmazlar, sadece erkeklere hizmet etmelerine müsaade edilir. Nusayrîler, kadınlara yönelik bu inançları sebebiyle günahsız kabul ettikleri Hz. Fatıma'nın adını kullanmaktan kaçınıp bu kelimenin müzekkeri olan "Fâtır” ya da "Fâtım” ismini kullanmayı tercih ederler. Son dönemlerde mezhep içindeki bu katı tutumun esnetildiği görülmektedir.
Sayfa 269
Aşırı Sevgi ve hürmetin sonucu !
...Yezidîlerin tanınmış Sünni bir mutasavvıf olan Adiy b. Müsafir’i ilahlaştırmaya varan sevgi ve hürmetleri ifrat derecesine çıkmıştır. Bu durum, “ Kontrolsüz bir sevgi ve saygının sonuç itibariyle nereye varabileceği hususunda müşahhas bir örnektir.”
Sayfa 478 - undefined
Hak mezhep yoktur!
İslam tarihinde ortaya çıkan ya da günümüzde halen var olan hiçbir mezhep İslam dini ile aynileştirilemez, dinin kendisi yerine konulamaz. Çünkü mezhep denilen yapı beşeri bir oluşumdur.
Sayfa 25 - DİB YAYINLARIKitabı okudu
Yezidî olmak için Yezidî olarak doğmak gerekir. Kendi içinde değişmez bir kast sistemine sahip olan Yezîdîlikte, kurallara uymayan mensuplar da ağır bir şekilde cezalandırılmaktadır. Bir Yezîdî için en korkunç ceza, mensup olduğu toplumdan atılmaktır zira ruhunun kaderi de bu akıbete bağlıdır. Bu şekilde haram kabul edilen Yezîdî bütün haklarını kaybetmiş sayılır, hatta karısı ve çocukları da onu reddederler.
Sayfa 351 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Rafizi
Arap- çada "r-f-z" kökü; "terk ermek, ayrılmak, dağılmak ve yayılmak" anlamına gelir. Rafizi ise ayrılan, terk eden anlamında olup, bir topluluğa isim olduğunda "Ravafiz" şeklinde kullanılır. Terim olarak ne anlama geldiği konusunda farklı görüşler ileri sürülmüştür. Rafizi terimi, çok erken dönemden beri Şia tarihinde bulunmaktadır. Bu terimin kökeni Zeyd b. Ali'nin Emevilere karşı başarısız isyanına kadar gider. 122/740'da gerçekleşen bu isyana, silahlı direnişin faydasına inanmadıklarından dolayı -daha sonra İmamiyye olarak adlandırılacak bir grup- katılmamıştır. Bunlar, Zeyd'in Ebû Bekir ve Ömer'den kendini ayırt etmesini ve bu ikisinin büyük günah işlediğini açıklamasını istemişlerdir. Ancak İmam Zeyd, onların arzularına göre cevap vermeyince kendisini terk etmişlerdir. Bunun üzerine Zeyd b. Ali, onlara bu ismi vermiştir. Rafizi isimlendirmesi, Zeydiler açısından İmam Zeyd'in terk edilmesi, Sünniler açısından da ilk iki halifenin reddedilmesi şeklindeki iki büyük günahı hatıra getirmektedir. ... Aslında Rafizilik tek başına müstakil bir firka olmayıp, Şii-İmami olarak kabul edilen kimseler veya Şia'ya karşılık kullanılmış bir kavramdır.
İslam Mezhepleri Tarihi kaynaklanında bazı araştırmacıların Şiilik hareketinin kökeniyle alakalı olarak farklı görüşler ileri sürdükleri görülmektedir. Bu çerçevede Şiiliğin İran, Arap ya da Yahudi-Hristiyan asıllı olduğu şeklinde üç farklı yaklaşım dikkat çekmektedir.
Bazı Yezîdîler sünnet âdetini, daha önce belirledikleri komşu veya dost bir Müslüman kirvenin gözetiminde yerine getirirler. Kirvelik yapanların Yezîdîler arasında çok önemli bir yeri vardır. Kirve, kardeşten ileri sayılır. Kirve çocukları birbiriyle evlenmez. Bundan dolayı da Yezidîler kirvelerini genelde Sünniler arasından seçerler. Bu seçimin en önemli nedeni, zaten dar bir toplum olan Yezîdîlerin bir de birbirleriyle kirve olmasıyla birbirlerinden kız alıp vermenin yasaklanması üzerine nüfuslarının iyice azalacağı düşüncesidir. Ayrıca çocuğunu Müslüman bir adamın kucağında sünnet ettiren Yezîdî ile Müslüman arasında ömür boyu sürecek olan bir kan kardeşliği ilişkisi kurulur.
Sayfa 348Kitabı okudu
Fiilin oluşmasında asıl rol insana verildiğinden kişi sorumludur, mükafat veya cezayı hak eder.İnsanın külli iradesi Allah tarafından yaratıldığı halde cüzi iradesi kendisine aittir ve bu, insanın fillerinde hür olması için yeterlidir...
Sayfa 104
142 öğeden 91 ile 100 arasındakiler gösteriliyor.