En Yeni İslâm Mezhepleri Tarihi Sözleri ve Alıntıları
En Yeni İslâm Mezhepleri Tarihi sözleri ve alıntılarını, en yeni İslâm Mezhepleri Tarihi kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kadının Dini Konumu:
Kadınları hor, değersiz ve düşük yaratıklar olarak gören Nusayriler, onların şeytanların günahlarından yaratıldığına ve ruhlarının olmadığına inanırlar. Bu sebeple kadınlara mezhebi bilgilerin ve sırların açıklanması kesin olarak yasaklanmıştır. İnançlarına göre kadınlar şeytanların günahlarından yaratıldıkları için, mümin olamazlar. Ancak bir Nusayrı kadını düzgün bir hayat yaşarsa bir sonraki yaşamında mümin bir erkek olarak dünyaya gelir. İnsan, küfründe ileri gittikçe kadın suretinde bir şeytan olur. Ka- dınların mümin olmaları istenirse ölümünden sonra erkek şekline çevrilirler.
Nusayrî inancına göre kadınların hiçbir dinî sorumluluğu ve yükümlülüğü yoktur. Kadınlar ibadetlerden muaf tutulmuşlardır ve temizlenme duası dışında başka dua kadınlara öğretilmez. Hatta ibadetin yapıldığı odaya bile yaklaştırılmazlar, sadece erkeklere hizmet etmelerine müsaade edilir. Nusayrîler, kadınlara yönelik bu inançları sebebiyle günahsız kabul ettikleri Hz. Fatıma'nın adını kullanmaktan kaçınıp bu kelimenin müzekkeri olan "Fâtır” ya da "Fâtım” ismini kullanmayı tercih ederler.
Son dönemlerde mezhep içindeki bu katı tutumun esnetildiği görülmektedir.
Vehhâbîler insanların bir şeyhe bağlanmadan hakikate ulaşamayacakları iddiası sebebi ile tasavvufu da büyük eleştirilere tâbi tutmuştur. Onlara göre tarikat, başkalarını istismar etmek için bir vasıta ve mürşidin kendine çıkar sağlamak için girdiği bir yoldur. Bazı tarikatlarda uygulanan ateşe girme, şiş saplama gibi ritüeller şirktir. Tasavvufun İslam dışı kabul edilmesinin başlıca nedeni tasavvufun gereklerinden olan birçok ritüelin Vehhabîlik tarafından şiddetle reddedilmesidir. Üçlere, Yedilere, Kırklara inanmak, velîlerin ve zâ- hid kimselerin manevî güçlere sahip olduklarına inanmak, Delâilü'l-Hayrât okumak, rabıta yapmak gibi hususlar Vehhâbîler açısından kabul edilemez davranışlardır. Bu sebeple Vehhâbîler siyasî iktidarı ellerinde bulundurdukları dönemlerde ülkelerindeki bütün tarikat şeyhlerini ve tasavvuf erbabını uzaklaştırmışlardır.
Yezidî olmak için Yezidî olarak doğmak gerekir. Kendi içinde değişmez bir kast sistemine sahip olan Yezîdîlikte, kurallara uymayan mensuplar da ağır bir şekilde cezalandırılmaktadır. Bir Yezîdî için en korkunç ceza, mensup olduğu toplumdan atılmaktır zira ruhunun kaderi de bu akıbete bağlıdır. Bu şekilde haram kabul edilen Yezîdî bütün haklarını kaybetmiş sayılır, hatta karısı ve çocukları da onu reddederler.
Yezidîlerin cenaze törenleri bir şölen havasında geçer. Ölü, yüksek sesle salavat getirilerek ahret kardeşinin huzurunda Yezidi şeyhi veya fakir tarafından yıkanır. Naaş, kolları çapraz vaziyette ve baş kısmı doğuya, yani güneşin doğduğu tarafa gelecek şekilde defnedilir. Defin sırasında davul ve zurna çalınır.
Yezidiler, geleneksel olarak kendi dinlerinden olmayanlarla evlenilmesine onay vermezler. Evlilik, şeyh veya pir tarafından bir ekmeğin ikiye bölünüp yarısının geline, diğer yarısının da damada verilmesi ile yerine getirilmiş olur.
Bazı Yezîdîler sünnet âdetini, daha önce belirledikleri komşu veya dost bir Müslüman kirvenin gözetiminde yerine getirirler. Kirvelik yapanların Yezîdîler arasında çok önemli bir yeri vardır. Kirve, kardeşten ileri sayılır. Kirve çocukları birbiriyle evlenmez. Bundan dolayı da Yezidîler kirvelerini genelde Sünniler arasından seçerler. Bu seçimin en önemli nedeni, zaten dar bir toplum olan Yezîdîlerin bir de birbirleriyle kirve olmasıyla birbirlerinden kız alıp vermenin yasaklanması üzerine nüfuslarının iyice azalacağı düşüncesidir. Ayrıca çocuğunu Müslüman bir adamın kucağında sünnet ettiren Yezîdî ile Müslüman arasında ömür boyu sürecek olan bir kan kardeşliği ilişkisi kurulur.
Yezidilerin yaratılış akidesinde yer alan inançlarından birinin de kendilerinin doğrudan Adem'in neslinden, diğer insanların ise Ådem-Havva neslinden geldiğidir. Bu inanca bağlı olarak tenasühü kabul eden Yezidiler, kendi aralarında dolaşan ruhların sonunda Tanrı katına, nur ålemine yükselerek kurtuluşa erdiğine, diğer insanların ise ebediyen azap ve ceza içinde yaşayacaklarına inanırlar. Nitekim Yezîdî olmayan kötü ruhlar cezasını çekmek için domuz, eşek, köpek gibi hayvanların bedenlerine girerken Yezidilere ait iyi ve temiz ruhlar semada yerlerini alacak ve gayb âleminde insanlar için hayırlı olan sırları temaşa edeceklerdir.
Pek çok âyette, yeryüzünü gezip dolaşıp ibret alınması gerektiği bildirilmiş ve insanlar araştırmaya teşvik edilmiştir. Bu itibarla Allah, körü körüne inanmayı değil, bilerek, tefekkür ederek ve araştırarak inanmayı emretmektedir.