İslam Siyasi Düşünceler Tarihi

Kolektif

İslam Siyasi Düşünceler Tarihi Sözleri ve Alıntıları

İslam Siyasi Düşünceler Tarihi sözleri ve alıntılarını, İslam Siyasi Düşünceler Tarihi kitap alıntılarını, İslam Siyasi Düşünceler Tarihi en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ebu Bekir ve Ömer de Peygamber geleneğini (sünneti) sürdürerek, özellikle Haşimileri kamu görevinden uzak tutmaya gayret etmiştir. Ebu Bekir ve Ömeri’in hilafeti zamanında Haşimilerden hiç vali atanmamıştır.
Sayfa 53
Muhammedi devletin iki önemli hedefi vardı. Birisi, şirkin ortadan kaldırılarak tek Allah inancının yerleştirilmesi, diğeri kabilecilik olgusuydu. Muhammedi davet, ilkinde açık bir şekilde başarı elde etmiş olmasına rağmen ikincisinde Peygamber hayattayken bile net bir başarı elde edilememiştir.
Sayfa 47
Reklam
1. Akebe Bey’atı denilen bu yemin ile Medineliler, her durumda, Allah’a şirk koşmayacaklarına, hırsızlık yapmayacaklarına, zina etmeyeceklerine, çocuklarını öldürmeyeceklerine ve Peygambere itaatsizlik etmeyeceklerine dair söz vermiştir.
Sayfa 39
Kureyş’in, Muhammed’i davete karşı çıkışının iki nedeni vardı: İlki, “kabile asabiyeti”, ikincisi “ganimet” kaynaklı iktisadi çıkar ve siyasi iktidarın elden gitme korkusu.
Sayfa 37
İslam ise pek çok Batılı entelektüelin nazarında bu dinlerin "en dünyevi" olanıdır. Bir anlamda tenkit de içeren bu bakış açısının en temel sebebi ise, bu son dinin hayatın bütün alanlarına ilişkin talepler içeren kuşatıcılığından kaynaklanmaktadır.
Açıktır ki, Mekke ve Taif'te sergi için panayır biçiminde dört ay boyunca güvenlik içinde süren ticari/dini etkinlik, Mekke ve Kâbe'ye hâkim ve ticaretle geçimlerini sürdüren Kureyş için tam bir servet ve ganimet kaynağı idi. Dolayısıyla, Kureyş'in ileri gelenlerinin Muhammedi İslam davetine, "putlarımızı inkar ediyor" biçiminde karşı çıkışları "akidevi/dini" olmaktan ziyade ekonomikti.
Sayfa 34
Reklam
... İslam siyaset geleneğinin "toplum" eksenli olmaktan ziyade daha çok "devlet" merkezli bir yönelime sahip olması...
Nitekim Hz. Peygamber, Mekke'de bir hanif, bir zahid ve yeni bir dini düşüncenin habercisiydi. Ama Hz. Peygamber, İslam peygamberi olması için mağaradan çıkıp bir daha geri dönmemeye mecburdu. Aksi taktirde bir hanif ve zahid olarak kalacaktı. Ama orada kalmayıp tekrar şehir/topluma döndüğü için, İslam'ın elçisi/er-Resûl oldu. Kısaca İslam mistik olarak başladı, siyaset ve devlet olarak devam etti ve siyaset dahil her alanda gerçekler dünyasına girerek "İslam" oldu.
"İslam'da devletin yetkileri, siyasî bir irade tarafından 'layüs'el' olarak değil; 'ulema' tarafından hukuk(şeriat) ile sınırlanmıştır. İslam'da devlet, bir 'hukuk aygıtıdır'; modern devlette olduğu gibi, bir 'içgüdü aygıtı' değil. Demokrasi, hukuk devleti, insan hakları, liberal çoğulculuk...., rasyonel egonizm olarak 'Benim bundan çıkarım ne olacak?' sorusu üzerine kurulur."
Sayfa 115Kitabı okudu
"İslamda 'dost-düşman' ayrımı din-ikan üzerinden ahlâka dayandırılır. Seküler liberal çizgi milliyetçilikte ise 'dost-düşman' ayrımı etnisite(ırk/dil) veya çıkar üzerinden kurulur."
Sayfa 113Kitabı okudu
Reklam
Ümeyyeoğulları ve Haşimoğulları arasındaki bu çekişmenin etkisi, Haşimoğulları'ndan olan Muhammedi İslam davetine Ümeyyeoğulları'nın sert tepkisinde, peygamberden sonra halife seçimlerinde ve özellikle Haşimoğulları'ndan gelen Ali ve Ümeyyeoğulları'ndan gelen Muaviye arasında kimin halife olacağına ilişkin savaşlarda kendini göstermiştir.
Sayfa 31
Devlet, adalet dağıtan bir kurum olmaktan çıkmış, sözüm ona toplumsal dirlik ve siyasi birlik adına maddi ve manevi kaynağı sömüren egemenler ve iktidar sahiplerinin elinde "şerik" kabul etmeyen dünyevi bir tanrıya dönüşmüştür.
Sayfa 16
Muaviye ve sonrasında gelen Emevi ve Abbasi halifelerinin neredeyse hepsi, "halifetulrasul" yerine "halufetullah" unvanını kullanarak, iktidarlarına Tanrısal bir meşruiyet kazandırmak istemiştir.
Sayfa 12