4 Cilt Takım

İslam Tarihi Siret-i ibn Hisam

İbn-i Hişam

Öne Çıkan İslam Tarihi Siret-i ibn Hisam Gönderileri

Öne Çıkan İslam Tarihi Siret-i ibn Hisam kitaplarını, öne çıkan İslam Tarihi Siret-i ibn Hisam sözleri ve alıntılarını, öne çıkan İslam Tarihi Siret-i ibn Hisam yazarlarını, öne çıkan İslam Tarihi Siret-i ibn Hisam yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hz Ali'nin İslamdaki Makamı bölüm 3.
Hz. Ali anlatıyor: "Her zaman devenin yavrusu nasıl anasının ardından giderse, ben de O'nun ardından giderdim: O her gün bana huylarından birini belletir ona uymamı buyururdu." Şerh (Ayetullah Cafer Subhani): Ebu Talib zor duruma düşünce Resulullah Ali'yi yanına aldı ve ona özenle baktı. Kendisi gibi yetiştirdi. Ali'nin aklı ve makamı o kadar yüksekti ki Allah daha 9 yaşında Peygamber'in ona Tebliğ yapmasını emretti ve ilk iman eden kişi ünvanını verdi.
Kahraman Yayınevi
Kureyş Resûiullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'i müzemmem yâni mezmûm diye isimlendirdikten sonra ona sövüyorlardı. Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) de şöyle diyordu: — Hayret etmiyor musunuz; Allah benden Kureyş'in eziyetini nasıl def ediyor. Onlar Müzemmem'e sövüp hicv ederler. Halbuki ben Muhammedim.
Sayfa 474 - CİLT I.
Reklam
Hacer-ül esved'in taşınması
Kureyş’in Haceri yerine koyacak kimse hakkında ihtilâfı ve bu hususta parmaklarının kana batırılması İbn-i İshâk dedi ki: Sonra Kureyş’ten kabileler Kabe’yi inşâ için taşlan topladılar. Her kabile tek başına topluyordu. Sonra orayı inşa ettiler nihâyet binânm yapımı Rükn mevziine vardı ve onun hakkında birbiriyle çekiştiler. Her kabile
1962 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
bilinen Kitâbü’l-Mübtede ve’l-mebaŝ ve’l-meġāzî’sini yeniden tertip eden İbn Hişâm şöhretini bu esere borçludur. Eseri hazırlarken İbn İshak’ın en meşhur râvilerinden Ziyâd b. Abdullah el-Bekkâî’nin Kûfî-Bağdâdî diye meşhur olan nüshasını esas alarak eseri kısaltmış, bu arada bazı ilâvelerde de bulunmuştur. Kitap zamanla onun adıyla (Sîretü İbn Hişâm, Tehźîbü İbn Hişâm) anılır olmuştur. Kıftî, Zehebî, İbn Kesîr, İbnü’l-İmâd, İbn Hallikân ve Sehâvî gibi müellifler, bu eseri Hz. Peygamber’in hayatına dair en sağlam ve en iyi siyer kitabı olarak kabul etmişlerdir. İbn Hişâm, İbn İshak’ın kitabını esas almakla birlikte onun aksine Kur’an’da temas edilmeyen ve Hz. Peygamber’le ilgisi olmayan konulara, pek tanınmayan şairlerin şiirlerine, nezaket dışı bazı ifadelere ve hocası Bekkâî’nin güvenilir bulmadığı rivayetlere itibar etmediğini söyler (es-Sîre2, I, 4). Müellif eserine aldığı bazı şiirlerin dilini ve veznini düzeltmiş, bazılarının nisbet edilen şahıslara ait olmadığını belirtmiş, bir kısmının kaynağını ve râvilerini zikretmiş, bazan da yeni şiirler ilâve etmiştir. İbn Hişâm’ın eserde yer alan âyet, hadis ve şiirlerdeki garîb kelimeleri açıklarken verdiği bilgiler, onun Arap dili ve edebiyatına vâkıf olduğunu göstermesi açısından önemlidir. Anlatım eseri çok zorlamış ve anlatımı suslerken kapalılığı artırmıştır müslüman ve tarihe merakı olan herkesin okuması gereken bir eser.
İslam Tarihi (4 Cilt Takım)
İslam Tarihi (4 Cilt Takım)İbn-i Hişam · Kahraman Yayınları · 200118 okunma
ZEMZEM İN KAZILMASINA BÎR İŞÂRET
Muhammed b. İshâk el-Muttalibi şöyle dedi: Bir ara Abdul Muttalib b. Hâşim Hicir’de uyurken rüyasında Zemzemi kazmakla emr olunmuştu. Zemzem, Kureyş kabilesinin iki sanemi İsâf ve Nâile arasında, kurban kestikleri yerin yanında gö­mülü idi. Cürhüm Mekke'den göç ettikleri zaman o kuyuyu gömmüş üstünü örtmüşlerdi. O kuyu. İsmâil b. İbrâhim (Aleyhisselâm)’ın. kü­çük iken susadığı zaman. Allah'ın ona su içirdiği kuyu idi. Anası onun için bir su aramağa koyulmuştu fakat bulamamıştı. Allah’a duâ eder ve İsmâil için ondan yardım dilerken Safâ'ya doğru gitti. Sonra Merve’ye geldi, yine duâ edip gezindi. Allah Teâlâ Cebrâil (Aleyhisselâm)i gönderdi. O da yere topuklarım vurunca su çıktı. Sonra îsmâil’in anası yırtıcı hayvanlarm seslerini işitince ço­cuğu için onlardan zarar gelir diye korktu ve koşarak geri geldi. İsmail'i, eliyle çukurun altından suyu açar ve içerken buldu. Böylece anası orayı küçük bir çukur yaptı.
O Selmâ Hâşim için Abdulmuttalib'i doğurdu. İsmini Şeybe koydu. Hâşim onu, bülûğa yakın bir çağa gelinceye kadar anasının yanında bıraktı. Sonra onun amcası Muttalib ona gitti ki onu alada onu memleketine ve kavmine getirsin. Bunun üzerine Selmâ ona dedi ki: — Onu seninle birlikte gönderecek değilim. Muttalib de Selmâ’ya dedi ki: — Ben onu götürünceye kadar ayrılacak değilim. Çünkü kar­deşimin oğlu baliğ olmuştur ve o burda garibdir. Biz ise kavmimiz içinde şerefli bir aileye sahibiz. Onların işlerinden birçoğunu üstle­niriz. Onun kavmi, beldesi ve aşireti onun için başkalarında kalmak­tan hayırlıdır veya buna benzer bir şeyler söyledi. Şeybe amcası Muttalib’e dedi ki: — Anamdan ayrılacak değilim. Ancak bana izin verirse ne alâ. Bunun üzerine anası ona izin verdi ve onu amcasına teslim et­ti. O da onu aldı götürdü ve onunla birlikte devesinin üzerinde ter­kisinde olarak Mekke'ye girdi. Kureyş de ona dedi ki: O, AbdulMuttalib’dir = Muttalib’in kölesidir, onu satın almıştır. Böylelikle Şeybe Abdulmuttalib ismiyle isimlendi. Buna cevâben Muttalib de dedi ki: Yazık size! O ancak benim kardeşim Hâşim’in oğludur. Onu Medine'den getirdim.
Reklam
33 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.