İslam Tarihinin İlk Kaynakları

Mustafa Hizmetli

Quotes

See All
Ahbâr Türü ve Gelişimi
Birtakım hayâlî unsurlarla karışarak gerçekten uzaklaşmış olsa bile ahbâr, tarihin malzemesini oluşturur. Önceleri tarihin yerini ahbâr alıyordu. İslam'dan sonra hem ahbârın gerçeğe uygunluk derecesi değişmiş, hem de ahbâr birbirine yakın kimi telif şekillerinin doğmasına yol açacak tarzda gelişmiştir. Hicrî 1. asrın ilk yarısından itibaren başlatılan megâzî kitapları şehir ve bölge tarihlerinin ilk biçimleri olan ve yine aynı tarihlerde yazılmaya başlanan, fethedilen bölgelerin niteliğine dair eserler (kitâbü'l-fütûh) ahbârdan ilk gelişen şekilleri oluşturmaktadır. Bunlar daha sonraki eserlere kaynak olmuşlardır.
İslâm Tarihinin İlk Kıraathaneleri
Ebü'l-Ferec Isfahânî'nin 90/709 yılında meydana gelen bir olayı naklederken aktardığı bir anekdota göre, Mekke'de aydınların sohbet etmek, okumak veya satranç, tavla, kırkat (damaya benzer bir oyun) oynayarak [19-20] vakit geçirdikleri bir evden söz edilmektedir. Abdülhakem b. Amr Cumahî'nin dostlarına tahsis ettiği, her ilimde defterlerin bulunduğu kıraathane tarzındaki bu mekâna gelenler dış giysilerini duvardaki kazıklara astıktan sonra bir defter alır ve okurlardı; kimileri de oyun oynardı. Bu defterlerin büyük çoğunluğunun eskilerin şiirlerini ve ahbârı içerdiği açıktır. Çok eski tarihlerden beri her kabilenin ahbârını, şairlerinin adlarını, şiirlerini, neseblerine dair bilgileri, emsâlini, eyyâm ve mefâhirini yazdıkları bir ana kitapları, divanları vardı. Bu tarz eserlerin ne zaman yazıldığı bilinmemekle birlikte Hz. Ömer'in muhtelif bölge idarecilerine mektuplar yazıp İslamî dönemde söylenmiş şiirleri toplatmaya çalıştığı bilinmektedir.
Sayfa 19 - 20Kitabı okudu
Reklam
İlk Kıssacılar ve Tesir Kudretleri
İslamî dönemin bilinen ilk kassâsı Temîm b. Evs ed-Dârî (ö. 40/660) bir Hıristiyandı. Yahudi asıllı Müslümanlar Abdullah b. Selâm b. Hâris (ö. 42/663), Kâ'b el-Ahbâr ve Vehb b. Münebbih İsrâiliyât kaynaklı ahbâr ve kıssaları nakletmekle meşhur şahsiyetlerdir. Kassâsların zaman zaman mesleklerini dinî telkinin yanında siyasi maksatları ve muhtelif akımları desteklemeye yönelik kullandıkları da olmuştur.
İslâm Dünyasında Tarih Kavramının Ortaya Çıkışı
8. Yüzyılda siyer meğâzî kitaplarıyla başlayan İslâm tarihi çalışmalarında tarih önce chronique, daha sonra histoire (bugünkü anlamda tarih) anlamında kullanılmıştır. Önceleri tarih yerine ahbâr, tarihçi yerine ahbârî sözcükleri kullanılmaktaydı. İslam tarihçiliğinde Avâne b. Hakem (147/764)'in eserine Kitâbü't-târîh adını vermesiyle tarih sözcüğü
Sayfa 17 - Ankara OkuluKitabı okudu
Ahbâr-Kıssa İlişkisi ve Ahbârın Meslek Haline Gelmesi
Ahbârın bir türü için kıssa ifadesi kullanılmıştır. Kıssa, ya çok uzak geçmişe ait hatıralar ya da hayalî unsurlarla örülü sembolik hikâyelerdir. Eski Araplarda İslam öncesi dönemden itibaren iyi ahlâk ve davranışlar öğütleyen, kötülüklerden korunmayı öğreten veya hoşça vakit geçirmeyi sağlayan ahbâr ve kıssalar anlatmak özel bir meslek olmuştu. Bu mesleği yürütenlere kâss (çoğulu kussâs) veya kassâs denirdi. Ehl-i kitap kaynaklı dînî kıssalar ile Araplara komşu millet ve ülkelere dair ahbâr hem sözlü yoldan hem de yazılı kaynaklardan geliyordu. Mekke'den Hîre'ye ticaret maksadıyla gidip gelenler İran hükümdarlarının ahbâr ve kıssalarını anlatıyordu.
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.