En Eski İslam - Türk İnançlarında Hızır Yahut Hızır - İlyas Kültü Gönderileri
En Eski İslam - Türk İnançlarında Hızır Yahut Hızır - İlyas Kültü kitaplarını, en eski İslam - Türk İnançlarında Hızır Yahut Hızır - İlyas Kültü sözleri ve alıntılarını, en eski İslam - Türk İnançlarında Hızır Yahut Hızır - İlyas Kültü yazarlarını, en eski İslam - Türk İnançlarında Hızır Yahut Hızır - İlyas Kültü yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ahmet Yaşar Ocak beyefendinin, İslâm kaynaklarından yola çıkıp, Anadolu hikâyeleriyle birleşen, 'kült-kültür' ilişkisiyle harmanlanıp, dinin, inançların, söylencelerle yaşama nasıl yön verdiğini anlattığı mühim bir konu; Hızır-Ilyas Kültü. Oldukça değerli bir inceleme. Tarih, İlahiyât, Sanat Tarihi, Entelektüel Faaliyet yahut yaşadığı yere sağlam bir ayakla basma gayesi varsa öncelikli olarak okunmalıdır.
Ahmet Yaşar Ocak'ın Menakıbnameler ve Kalenderiler kitabını araştırma konusu gereği okumuştum. Bu kitapla sac ayakları tamamlanmış olacak. Halen Anadolu'da inancın temelleri üzerine araştırmalar yapıyorum. İlginç çıkarımlara ulaştım. Burada elde ettiğim sonuçları, üzerine düşünülsün diye, okudukça burada paylaşmak istiyorum.
Hayatında kitaba yer verenlere selam olsun
Herkese keyifli okumalar.
A.J. Wensick "Al-Khadir"'de Hz. Musa ve Hızır kıssasının, Gılgamış Destanı, İskender Efsanesi ve Yahudi Efsanesinin sağladığı malzemeler üzerinden müştereken oluşturulan bir hikaye olduğu sonucuna varmıştır.
Bu kitapta akademik anlatılmış ben biraz bizim oralardan anlatmak isterim. Rivayete göre 5 Mayısı 6. Mayısa bağlayan gece Hızır ile İlyas peygamberler gökten kayan iki yıldız gibi bir noktada birleşip yeryüzüne inerlermiş. Bu birleşme anında tabiatta her şey donup kalırmış. Sular akmaz rüzgar esmezmiş. Bu birleşme anına yalnızca yüreğinde hiçbir kötülük olmayanlar tanık olabilirmiş ve bu birleşme anında tutulan tüm dilekler koşulsuz kabul olurmuş. Hıdrellez gecesi bu birleşme anına tanık olmak için gece boyu göğe bakarız. Benim yüreğimde hala kötülük olacak ki ben henüz göremedim ama bir gün göreceğim.
Hızır Farslardan, İlyas Israiloğullarından olup yılda bir defa bir araya gelirler. Kur'ân-ı Kerîm yeryüzünde baki kaldıkça her ikisi de yaşamaya devam edecektir. Hızır ve İlyas her yıl Ramazan ayında Beytü'l Makdis'te oruç tutarlar. Aynı şekilde her yıl hacca giderek zemzem suyundan içerler. Bu, onların yıllık su ihtiyaçları için yeterlidir. Bir başka rivayete göreyse yılda bir defa değil her gece Zü'l-Karneyn'in Ye'cuc ve Me'cuc kavimleri arasına inşa ettiği duvarın dibinde buluşurlarmış...
Böylece uzayıp gider biraz Gılgamış biraz İskendername biraz Danişmendname biraz Battalname biraz Dedem Korkut...
Bizce Hızır’ın eski bir bitki tanrısının İslamileştirilmiş şekli biçiminde değerlendirilmesi, bahar ve yaz bayramlarının, taşıdığı lakaptan dolayı zamanla Hızır kültüyle birleştirilmesinin yol açtığı yanlış bir değerlendirmedir.
Hızır, Hızır-İlyas, ab-ı hayat çeşmesi terimlerini birçok yönden ele alarak tamamen objektif bir bakış açısıyla yazan Ahmet bey, İslam ile birlikte hayatımıza giren daha doğrusu evvelinde olup da bizim akıl erdiremediğimiz şeyleri dizayn eden Aksakallı ihtiyarın, etimolojisini ve sosyolojisini yapmış. Bildiğiniz Hızır’la okuduğunuz Hızır arasında çok büyük farklar hissedeceksiniz.
Ahmet Yaşar Ocak hocayı, akademik kaynaklı kitapları, özgün araştırma eserleriyle gerçekten seviyorum.
Yeni okuduğum kitapta Hızır ve İlyas kültünün nereden geldiğini, yazılı veya yazılı olmayan kaynaklarla ele alarak işlemiş.
Fakat ne yazık ki bazı kısımlardaki yorumları (dini sebeplerden ötürü olsa gerek) objektif bulmadım.
Örneğin Kuran'da geçen Musa-Hızır ayetleri, MS.300 yıllarında bulunan İskender Efsanesinden gelmiş gözüküyor. Olayın başlangıcı, gelişimi birebir aynı iken, hoca ikisinin benzerliği olmadığını dile getirmiş.
Ben bu hikayeyi farklı konularıyla buradan öğrenmiş oldum.
Güzel bir calimsa olmak ile beraber, ilgililer dışında okunmasına pek gerek görmüyorum.