İslam ve Mevlana

Haydar Baş
2/10
1 Kişi
3
Okunma
1
Beğeni
285
Görüntülenme
Hz. Adem’den (as) günümüze uzanan İslam ve insanlık tarihinin en belirgin ve göze çarpan abideleri Allah’ın seçkin kulları; resuller, nebiler ve velilerdir. Diğer bir ifadeyle insan-ı kâmillerdir. Medeniyetler daha ziyade onlarm etrafında dönüp durmuş, hayat bulmuştur. İnsanlığı maddenin donuk fiziki kurallarının esaretinden kurtarıp, ruhu vuslat yolundaki hürriyete yani gerçek kulluğa eriştiren onlardır. Bu eriş nispetinde insan kendindeki ilâhî tecellinin, Hak’tan olan ruh özünün gözüyle seyreder, kulağıyla duyar, ruh özünün ayağıyla yürür; âlem içindeki âlemi, zaman içindeki zamanı, mekân içindeki mekânı, hasılı herşeydeki öz şeyi keşfeder. Bu bakımdan ilk insandan günümüze İslam dünyası çok bahtiyardır. Zira ilk insan aynı zamanda seçkin bir insan-ı kamil olduğu gibi ondan sonrakiler de aynı kimlikle, insan-ı kâmiller olarak bu dünyayı şereflendirmişler ve nasipli olanlar, müslümanlar bu şereften pay almışlardır. Bu şeref payının en büyüğü ise Âlemlerin Efendisi Hz. Muhammed’in (sav) ümmetine düşmüştür. Zira Hz. Muhammed (sav), Peygamberlerin Efendisi, İnsan-ı Kâmillerin ekmelidir. O’nun bereketi ise ”gökteki yıldızlar” gibi binlerce insan-ı kâmil ile günümüze ulaşmıştır ve kıyamete kadar ulaşacaktır. İşte bu gökkubbenin mânâ yıldızlarından biri de Hz. Mevlâna’dır. Hz. Mevlâna’nın asıl kimliği de bir “İnsan-ı Kâmil” oluşudur. Bu kimliği açmak, açıklamak İslam‘ı müşahhas olarak ortaya koymak demektir ki çalışmamızda bu hakikat takdim edilmiştir.
Yazar:
Haydar Baş
Haydar Baş
Yayınevi: İCMAL YAYINCILIK
Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Henüz kayıt yok
Reklam
100 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.