Gençliğin İslam Bilgisi

İslam'a Giriş

Kolektif

İslam'a Giriş Gönderileri

İslam'a Giriş kitaplarını, İslam'a Giriş sözleri ve alıntılarını, İslam'a Giriş yazarlarını, İslam'a Giriş yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bir kimse kötülük işler veya kendine yazık eder de sonra kendini düzeltir, iyi işler yapar ve Allah'tan bağışlanma dilerse, bağışlayıcı ve merhamet sahibi Allah onun tövbesini kabul eder (4. Nisâ, 110; 5. Mâide, 39) Allah'a gereği gibi yönelme, ancak tövbe etme ve iyi işler yapmakla olur ( 25. Furkân, 71).
Sayfa 92
Genelde insanlar Allah'ı en çok, sıkıntı, darlık ve ihtiyaç içerisinde, âciz ve çaresiz kaldıkları durumlarda hatırlarlar. Normal durumlarda, işlerin yolunda ve düzeninde gittiği zamanlarda Allah'la ilişki ve iletişimi olmayan kimseler, zorluk ve darlık anında yalvarıp yakararak yardım ve medet dilerler. Bu sıkıntılı durum geçtiği zaman da yine Allah'la olan bağlarını koparırlar. Böylesi insanlar, elbette ki Yüce Allah'ı yalnızca kendi bencil istek ve ihtiyaçlarını karşılama, korkularını yatıştırmaya yarayan bir güç olarak algılamak gibi ciddi bir yanlışa düşmektedirler. Bunların dualarında yaşadıkları hayal kırıklıkları ya da isteklerini elde ettiklerinde ortaya koydukları geri dönüş tavrı ve tutarsızlık, sıkça karşılaşılan bir durumdur.Bu itibarla dua davranışı, bir bakıma bir kimsenin Allah'la kurduğu ilişkideki samimiyet ve tutarlılığı test eden sonuçlar taşır. Sıkıntılı ya da rahat, darlık ya da genişlik, sevinçli ya da üzüntülü her durumda Allah'la olan bağ sürdürülmelidir. Dua ettikten sonra sabırla sonucu beklemek, Yüce Allah'ın gücünden ve iyilikseverliğinden en küçük bir şüpheye kapılmamak, umut ve güvenini korumak, bir Müslümanın psikolojisinin hâkim renkleri olmalıdır.
Sayfa 90
Reklam
Hz. Peygamber (sas.) de bir hadisinde; "Dua edene istediği şey ya bu dünyada hemen verilir ya ahirete saklanır ya da üzerinden istediği iyilik kadar bir kötülük giderilir." buyurmaktadır.
Sayfa 90
Varlık çemberinin merkezinde Allah vardır. O merkezden habersiz ya da uzakta bir hayat, yolunu ve yönünü şaşırmıştır. Allah'tan uzak yaşayan bir gönülde sıkıntı ve üzüntü hiç eksik olmaz (20. Tâhâ, 124; 72. Cin, 17).
Sayfa 89
Bu durumda en geniş anlamda ibadet; "insanın ilahî irade ve rızayı gözeterek yaşaması, dinî kural ve değerlere bağlı kalması, her durumda Allah'la ilişki ve iletişimini sürdürmesi" anlamına gelmektedir. Bu anlayışa göre ibadet, belli zaman ve mekânlarda yerine getirilen sınırlı bazı uygulamalardan ibaret değildir. İbadet, varlığı ve hayatı anlama ve anlamlandırma tarzıdır. Müslüman her an ve her durumda, Rabbi ile ilişki ve iletişime girebilir. Müslümanın Allah'a bağlılık ve tapınma arzusu ve bilinci, kişilik bütünlüğü içerisinde, her durum ve yaşantıda kendisini ifade edebilir. Müslüman, bütün hayatı boyunca Rabbine yönelip, onun rızasını gözetmeye ve elde etmeye çalışır. Böylece Müslümanın oturması kalkması, yemesi içmesi, konuşması susmasi gibi bedensel hareketleri yanında; korkusu sevgisi, sevinci üzüntüsü, öfkesi hoşgörüsü, acıması kıskanması gibi duygu ve heyecanları; iyi ve kötü, doğru ve yanlış olarak ayırt edip seçimler yaptığı düşünce ve yargıları; diğer insanlarla ya da varlıklarla ilişkileri, bir ibadet niteliğine kavuşabilir.
Sayfa 82
Söz gelimi kendi inancı gereği grubunun dışındaki kişilerin can ve mal hukukunu tanımayan bir anlayış, başkalarının canına veya malına zarar vermeyi, gasp ve öldürme gibi hukuk dışı ve aynı zamanda ahlak dışı uygulamaları kolaylıkla vicdani ölçüleri içerisine sığdırabilir. Yine bu anlayış, grup ve cemaatini güçlendirmek adına, başkalarının açıklarını veya kötü yönlerini araştırıp (tecessüs) deşifre etmeyi (gıybet, gammazlama) vicdanı ve ahlaki bulabilir. bu takdirde öncelikle kişinin inanç bakımından doğru ve sağlıklı olması gerekir ki vicdani ve ahlaki değerleri de ona göre şekillensin.
Sayfa 75
Reklam
56 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.