İnsan, kendisini dinlediği sözün iç mânâlarına vermelidir; sözleri dış yüzünden dinlemekle bir şey olmaz. Kelâmın bir de cemali vardır ki, Hak onu inayet ettiklerine gösterir... Bu da bir bedahet!..
İslâmî ilimlerle uğraşanların da, mücadeleden çok parsayla ilgili ve kariyer mücadelesi şeklinde, kuru kabuk bilgisiyle ferdî din bağlılığını içtimaî mânâya çevirme diye bir dertleri olmayışı gözönünde tutarsak, ortaya kimsenin neyi niçin bildiğini bilmediği hakikati çıkıyor...
Topyekûn kâinat, bir kitabın, Kur’an’ın gerçekleşmesidir... Ve topyekûn zaman ve mekânı kuşatıcı Allah kelâmını mahlûk bilmek, İslâmı içten yıkmaya misâl bir küfürdür.