Bahri Abinin ‘Dinimi Öğreniyorum’ kitapları yazdırtıp telifini birlikte kırıştıkları götünden ayrılmayan avurtları çökmüş sıska çelimsiz suratsız bir çömeziydi Osman. Din bu yaratıkların her yerlerindeydi.
Bazen İslamcı geçmişiyle topyekun savaşacak gücü buluyor. Yoksulluğu alıp köleliğe ajanlığa dönüştüren o şeytanlara hiç itimadı kalmadı. Makine parçası gibi birbirine benzeyen İslamcılar. Öldürmek işgal yağma hırsızlık… Hiçbiri Allah’tan korkmuyor… İdeoloji dev bir tımarhane koğuşu.
İnsan uyuduğunda bütün organlarını unutur, insanın uykudayken tek irkildiği yer kaburgasının altı, böğrüdür... Derin uykudayken bizim yanımızda tek bulunan beden bölgemiz kaburga altıdır. Vücudumuzda bir kaburga boşluğu olduğunu gösterir. Kaburga altı bir cennet sendromu cennette aldığımız tek yaradır... Bu yarayla erkek ve dişi diye ikiye bölündük... Derin uykuda hiç kimse kendini erkek ya da dişi görmez...
Cennet günlerinde kaburgamızın altı boş değildi. Derin uykuya girerken kaburga boşluğumuzun bize kendini hissettirmesi Havva'nın henüz yaratılmadığı hem kadın hem erkek olduğumuz cennet günlerini yaşatır bize.
Şunlara bak, kadının vajinasını dinin kapısı haline getirmişler. İmalar, hayaller, geçiştirmelerle, ertelemelerle, vehimlerle, beklentilerle, iddialarla ömür tüketiyorlar. Dünyevi uhrevi her söze aşırı anlam yüklüyorlar.