İslamda Şiddet

Arif Tekin

İslamda Şiddet Sözleri ve Alıntıları

İslamda Şiddet sözleri ve alıntılarını, İslamda Şiddet kitap alıntılarını, İslamda Şiddet en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hz. Muhammed, tarihte nerdeyse eşi-benzeri olmayan bu infazları işlerken; kendini haklı çıkarmak için olaydan hemen sonra indirilen şu ayeti kullanıyor: "Allah ve resulüyle savaşanların ve yeryüzünde bozgunculuk yapmaya çalışanların cezası şudur: Öldürülürler yahut asılırlar yahut elleriyle ayakları çaprazlamasına kesilir ya da bulundukları yerden sürülürler. Bu, onlar için dünyada bir rezilliktir. Ahirette de onlara büyük bir azap vardır." (6) Ayet çok net ve açık; sadece katledilenlerin isimleri geçmiyor. Bir tarafta insanları yaratan, merhametli tanrı; diğer tarafta insanları öldürün, asın, çarmıha gerin diyen bir tanrı! Ayet çok açık ve net olduğu için bunun üzerine yorum yapmak, ek bir şey söylemek gereksizdir. (6) Maide suresi, ayet 33.
İslam hakkında hangi Müslüman konuşursa genelde şunu söyler: Ah kardeşim ah! İslam nerde ... İslam aleminde bugün olup bitenler nerde? İslam çok iyi bir sistemdir; ne yazık ki bugün İslam ülkelerinde yapılanların İslam'la alakası yoktur. .. Çevremizde hep bu tür söylemlerle karşılaşırız. Halbuki bunu diyenler Kur'an'ın ne dediğini, neler içerdiğini de bilmezler. En cahil Müslüman bile bunu rahatlıkla söyler; adeta herkes bunu ezberlemiş durumda. İşte işin en zoru da, bir fikrin/inancın mahiyetini (teori ve pratiğini) bilmeden, kişinin/kişilerin gözlerini kapatıp rastgele inanmasıdır.
Reklam
Bu Buhari'de üç yerde tekraren geçiyor. Anlatan Cabir b. Abdullah: Uhud harbi sabahında kimi sahabiler içki içtiler, sonra da öldürülüp şehit sayıldılar diyor. Evet; sahabiler savaş hattında bile içki içmişler ve aynı gün vurulup şehit sayılmışlar. Uhud harbi hicretin üçüncü yılında olmuş. Burada, efendim o zaman içki daha yasaklanmamıştı. Dolayısıyla içmelerinde bir sakınca yok gibi savunmalar yapılabilir. Ama ne olursa olsun bunu helal kılan da, yasak eden de Hz. Muhammed'in kendisi; bunun ötesi yok. Sahabilerin Uhud harbinde içki içtiklerini böylece hatırlatmış olalım. (136) (136) Buhari: Cihad, bab 19/2815; Megazi, bab 17/4044 ve Tefsir. Maide bab 19/4618. Daha geniş bilgi için bkz. "İslam' da İçki" adlı kitabım.
Bir tarafta herkes inancında özgür, diğer tarafta benimki kutsal ve tanrıdan gelmedir demek, barışın temeline dinamit koymak demektir.
Din kitaplarını okuyup anlayana ateist, okuyup anlamayana dindar denir. Nikola Tesla, 1856-1943
Hicretin 7. yılında meydana gelen Hayber baskınında Hz. Muhammed ele geçirdiği kadınlardan kendine Safiye adında bir Yahudi kadın seçiyor. Kadın 17, Hz. Muhammed ise 60 yaşında. Ayrıca Hayber'in tüm arazisine el koyuyor­lar. Katledilen gidiyor, kalan Yahudiler de amele gibi Hay­ber'i işletip Müslümanlara yediriyorlar. Öyle ki Hz. Mu­hammed'in tüm hanımlarının yıllık masrafları Hayber gelirinden sağlanıyor.
Sayfa 77 - Hayber BaskınıKitabı okudu
Reklam
Demek ki bir insan inanmaya karar verirse illa ki bir bahane bulmaya çalışır; kolay kolay inancından vazgeçmez.
Hz. Muhammed vefat edince Müslümanlar kitlesel bir şekilde İslamiyet'i bırakıyorlar. Bu meşhur bir hadisedir. Çünkü Hz. Muhammed zamanında insanların Müslüman olması talan, ganimet ve cariye korkusundandı: Müslüman olmazsak Muhammed bizi öldürür, her şeyimizi alıp götürür ve kadınlarımızı da cariye olarak
Bu baskınlardan çıkarmaya çalıştığım sonuç şu: Bir kere Hz. Muhammed Medine'ye misafirdi/yabancıydı. Bir yabancının gelip yıl bitmeden çevreyi rahatsız etmesi, sağa sola saldırması herhalde kimsenin tasvip edebileceği bir anlayış değildir. Bugünkü tabirle Hz. Muhammed'in Medine'de oturma izni yoktu; ama gelip yerli halkla pazarlıklar yapıyor, yönetime el koyuyor ve onu dinlemeyenin de görüldüğü gibi canı dahil her şeyini alıp götürüyordu.
yıldızlı*
Dünyada ölümlere en çok sebebiyet verenler kutsal dinlerdir. Sadece Haçlı seferlerini düşünelim: İki asır süren bu savaşta milyonları aşan insanlar katledildi. Öyle bir tanrı düşünelim ki, belli bir aşamaya kadar Yahudilik diyor ve hatta tatil günlerini bile belirliyor; cumartesi diyor. Ama bir gün geliyor; hayır ben bu sistemi kabul etmiyorum, sistem laçka olmuş; bunu ortadan kaldırıyorum ve Hz. İsa'yı farklı bir dinle gönderiyorum diyor. Tanrı o eski dine (Yahudiliğe) veya mensuplarına o kadar kızıyor ki, daha önce belirlediği cumartesi tatilini pazar'la değiştiriyor. Yaklaşık beş asır bu yeni sistemle idare ediliyor. Ondan sonra bunu da beğenmiyor. Bu sefer Muhammed'i farklı bir formülle gönderiyorum diyor ve haftalık tatil gününü (öyle diyelim) yine değiştiriyor cuma günü diyor ve artık benim tanrı olarak size Muhammed formülünden başka da formülüm yoktur; sonsuza kadar bununla idare edeceksiniz, bir daha da benden bir şey istemeyin diyor ve günümüzde de bu sistem pek çok taraftar buluyor. Dahası var; anlatacağım ki on yıllık Medine döneminde neler olmuş neler... Peki, tanrının incitmeden, kan dökülmeden önerebileceği güzel bir formülü yok mu, sistemini kanla mı ayakta tutmaya çalışıyor? Var da, biz mi bilmiyoruz? Burada filozof olmaya gerek yok. Dediğim gibi; böylesine basit çıkarımlarla aslında bu kutsal dinler denen sistemlerin tanrısal merkezli olmadığı rahatlıkla anlaşılabiliyor. Ama maalesef değişik nedenlerden dolayı varlıklarını sürdürüyorlar.
Reklam
Kimileri sanıyorlar ki o coğrafyadaki insanlar Hz. Muhammed'den olumlu bir şey gördükleri için İslamiyet'i benimsemişler. Bu düşünce kesinlikle gerçeği yansıtmıyor. Kısa bir örnek verelim. Yukarıda ilk bölümde anlatıldığı gibi 7-8 kişilik bir grup Medine'ye gelip Müslüman olduklarını söylüyorlar. Ancak Medine havası onlara iyi gelmediği için Hz. Muhammed onları başka bir bölgeye gönderiyor. Bunlar gittikleri yerde çoban Yesar'ı öldürüp 14-15 deveyi alıp götürüyorlar. Hz. Muhammed onları yakalamak için silahlı birkaç kişi gönderiyor. İşte o baskındaki Müslümanların başındaki sorumlu kişi konumuz olan Kürz b. Cabir idi. O baskın hicri altıncı yılında oluyor; buradaki ise nerdeyse Medine döneminin henüz bir yılı bitmişken oluyor. İşte bu adam ilk başta kendi adına çapulculuk yapıyor; zamanla Hz. Muhammed güçlenince Kılıç Müslümanı oluyor ve bu kez İslam adı altında yine baskınlarına devam ediyor. Değişen bir şey yok; sadece formülün ismi değişik. Bunlarınki böyle: Güç ve fırsatlar nerdeyse bunlar orda.
İbni Ebi'l Hukayk (Ebu Rafii) Hz. Muhammed aleyhine propaganda yapan, onun peygamber olmadığını etrafa anlatan önemli bir Yahudi idi. Burada şu da söyleniyor: Bu adam Gatafan ve Arap müşriklerden oluşan bazı insanları Muhammed aleyhine kışkırtıyormuş. İşte hem şiirleriyle Hz. Muhammed'i eleştirdiği, hem de bu
Baskınların amacı:
Hz. Muhammed hicri altıncı yılında R.ahir ayında Ebu Ubeyde b. Cerrah komutasında kırk silahlı grubu Zilkassa bölgesine gönderir. Bunlar yerli halka ok atınca onlar korkudan yerlerini terk edip kaçarlar. Bu baskın grubu orada ne bulduysa ganimet olarak alıp geri döner. Bu gibi baskınlarda hep şöyle denir: Efendim Müslümanlar duyum almışlar; o bölgelerin insanları silahlanıp bilmem Müslümanların neresine saldıracaklarmış gibi safsatalar. .. Peki, eğer böyle bir hazırlıkları varsa, nasıl oluyor da onların sayısından on kat eksik olan silahlı gruplar gidip rahat bir şekilde onların mallarını talan edip getirebiliyorlar? Hani onlar silahlanmıştı, hazırdılar ve baskın yapacaklardı! Demek ki böyle bir iddia asılsızdır. Hep vurgu yapıyorum; kahir ekseriyetle baskınların amacı talan ve ilerde rakip olma ihtimali varsa bu gibi kişi ve kişileri ortadan kaldırmak. (162) (162) a-Vakıdi, Megazi, 2/552. b-İbni Sad, Tabakat, 2/82. c-Nüveyri, Nihayetü-1 ereb, 17/146.
Hz. Muhammed adamlarını baskınlara gönderirken belli bir yere kadar onlara eşlik eder, talimatlar verir, ayrılırken de Allah yardımcınız olsun diye dua ederdi. Siz öldürürken Allah için öldürün, Allah için savaşın, diyordu. Evet; İslam'da Allah için öldürmek, insanların birbirlerini boğazlaması da bir gerçektir.
Sayfa 34
Yahudilerin o zaman da zorlu rakipler oldukları bir gerçek. Örneğin Hayber baskınında Zeynep adında bir Yahudi kadın, Muhammed'i öldürmek için ona zehirli yemek veriyor. Hz. Muhammed ölmüyor; ancak bu zehir onun iç organlarına etki yapıyor ve ölene kadar acısını çekiyor. Hatta dudaklarında yaralar meydana geliyor. Bu olay hem Buhari, hem de Müslim'de ortak olarak işlenmiştir. (89) (89) Buhari, Menakıb-i Ensar, bab 52/3941.
198 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.