İslamda Şiddet

Arif Tekin

En Beğenilen İslamda Şiddet Sözleri ve Alıntıları

En Beğenilen İslamda Şiddet sözleri ve alıntılarını, en beğenilen İslamda Şiddet kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bu baskınlardan çıkarmaya çalıştığım sonuç şu: Bir kere Hz. Muhammed Medine'ye misafirdi/yabancıydı. Bir yabancının gelip yıl bitmeden çevreyi rahatsız etmesi, sağa sola saldırması herhalde kimsenin tasvip edebileceği bir anlayış değildir. Bugünkü tabirle Hz. Muhammed'in Medine'de oturma izni yoktu; ama gelip yerli halkla pazarlıklar yapıyor, yönetime el koyuyor ve onu dinlemeyenin de görüldüğü gibi canı dahil her şeyini alıp götürüyordu.
yıldızlı*
Dünyada ölümlere en çok sebebiyet verenler kutsal dinlerdir. Sadece Haçlı seferlerini düşünelim: İki asır süren bu savaşta milyonları aşan insanlar katledildi. Öyle bir tanrı düşünelim ki, belli bir aşamaya kadar Yahudilik diyor ve hatta tatil günlerini bile belirliyor; cumartesi diyor. Ama bir gün geliyor; hayır ben bu sistemi kabul etmiyorum, sistem laçka olmuş; bunu ortadan kaldırıyorum ve Hz. İsa'yı farklı bir dinle gönderiyorum diyor. Tanrı o eski dine (Yahudiliğe) veya mensuplarına o kadar kızıyor ki, daha önce belirlediği cumartesi tatilini pazar'la değiştiriyor. Yaklaşık beş asır bu yeni sistemle idare ediliyor. Ondan sonra bunu da beğenmiyor. Bu sefer Muhammed'i farklı bir formülle gönderiyorum diyor ve haftalık tatil gününü (öyle diyelim) yine değiştiriyor cuma günü diyor ve artık benim tanrı olarak size Muhammed formülünden başka da formülüm yoktur; sonsuza kadar bununla idare edeceksiniz, bir daha da benden bir şey istemeyin diyor ve günümüzde de bu sistem pek çok taraftar buluyor. Dahası var; anlatacağım ki on yıllık Medine döneminde neler olmuş neler... Peki, tanrının incitmeden, kan dökülmeden önerebileceği güzel bir formülü yok mu, sistemini kanla mı ayakta tutmaya çalışıyor? Var da, biz mi bilmiyoruz? Burada filozof olmaya gerek yok. Dediğim gibi; böylesine basit çıkarımlarla aslında bu kutsal dinler denen sistemlerin tanrısal merkezli olmadığı rahatlıkla anlaşılabiliyor. Ama maalesef değişik nedenlerden dolayı varlıklarını sürdürüyorlar.
Reklam
İbni Ebi'l Hukayk (Ebu Rafii) Hz. Muhammed aleyhine propaganda yapan, onun peygamber olmadığını etrafa anlatan önemli bir Yahudi idi. Burada şu da söyleniyor: Bu adam Gatafan ve Arap müşriklerden oluşan bazı insanları Muhammed aleyhine kışkırtıyormuş. İşte hem şiirleriyle Hz. Muhammed'i eleştirdiği, hem de bu
Baskınların amacı:
Hz. Muhammed hicri altıncı yılında R.ahir ayında Ebu Ubeyde b. Cerrah komutasında kırk silahlı grubu Zilkassa bölgesine gönderir. Bunlar yerli halka ok atınca onlar korkudan yerlerini terk edip kaçarlar. Bu baskın grubu orada ne bulduysa ganimet olarak alıp geri döner. Bu gibi baskınlarda hep şöyle denir: Efendim Müslümanlar duyum almışlar; o bölgelerin insanları silahlanıp bilmem Müslümanların neresine saldıracaklarmış gibi safsatalar. .. Peki, eğer böyle bir hazırlıkları varsa, nasıl oluyor da onların sayısından on kat eksik olan silahlı gruplar gidip rahat bir şekilde onların mallarını talan edip getirebiliyorlar? Hani onlar silahlanmıştı, hazırdılar ve baskın yapacaklardı! Demek ki böyle bir iddia asılsızdır. Hep vurgu yapıyorum; kahir ekseriyetle baskınların amacı talan ve ilerde rakip olma ihtimali varsa bu gibi kişi ve kişileri ortadan kaldırmak. (162) (162) a-Vakıdi, Megazi, 2/552. b-İbni Sad, Tabakat, 2/82. c-Nüveyri, Nihayetü-1 ereb, 17/146.
Dünyada ölümlere en çok sebebiyet verenler kutsal dinlerdir. Sadece Haçlı seferlerini düşünelim: İki asır süren bu savaşta milyonları aşan insanlar katledildi. Öyle bir tanrı düşünelim ki, belli bir aşamaya kadar Yahudilik diyor ve hatta tatil günlerini bile belirliyor; cumartesi diyor. Ama bir gün geliyor; hayır ben bu sistemi kabul etmiyorum, sistem laçka olmuş; bunu ortadan kaldırıyorum ve Hz. İsa'yı farklı bir dinle gönderiyorum diyor. Tanrı o eski dine (Yahudiliğe) veya mensuplarına o kadar kızıyor ki, daha önce belirlediği cumartesi tatilini pazar'la değiştiriyor. Yaklaşık beş asır bu yeni sistemle idare ediliyor. Ondan sonra bunu da beğenmiyor. Bu sefer Muhammed'i farklı bir formülle gönderiyorum diyor ve haftalık tatil gününü (öyle diyelim) yine değiştiriyor/ cuma günü diyor ve artık benim tanrı olarak size Muhammed formülünden başka da formülüm yoktur; sonsuza kadar bununla idare edeceksiniz, bir daha da benden bir şey istemeyin diyor ve günümüzde de bu sistem pek çok taraftar buluyor. Dahası var; anlatacağım ki on yıllık Medine döneminde neler olmuş neler. .. Peki, tanrının incitmeden, kan dökülmeden önerebileceği güzel bir formülü yok mu, sistemini kanla mı ayakta tutmaya çalışıyor? Var da, biz mi bilmiyoruz? Burada filozof olmaya gerek yok. Dediğim gibi; böylesine basit çıkarımlarla aslında bu kutsal dinler denen sistemlerin tanrısal merkezli olmadığı rahatlıkla anlaşılabiliyor. Ama maalesef değişik nedenlerden dolayı varlıklarını sürdürüyorlar.
Yahudilerin o zaman da zorlu rakipler oldukları bir gerçek. Örneğin Hayber baskınında Zeynep adında bir Yahudi kadın, Muhammed'i öldürmek için ona zehirli yemek veriyor. Hz. Muhammed ölmüyor; ancak bu zehir onun iç organlarına etki yapıyor ve ölene kadar acısını çekiyor. Hatta dudaklarında yaralar meydana geliyor. Bu olay hem Buhari, hem de Müslim'de ortak olarak işlenmiştir. (89) (89) Buhari, Menakıb-i Ensar, bab 52/3941.
Reklam
162 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.