Keşke bu analar, babalar, yine eskiden cahiliyet devrinde olduğu gibi, istikbaldeki iffetlerinin muhafazasını düşünerek kız çocuklarını doğar doğmaz veya doğduktan bir müddet sonra diri diri toprağa gömselerdi de, bu gün bu soysuz, ahlaksız, haya ve iffetten tecerrüd etmiş müteharrik mezarları gözlerimiz görmeseydi..
İslâmiyet'in zühurundan, İslâm güneşinin nurundan sonra, o vahşetli ve zulümatlı cehalet devrinin aranışı ne abestir değil mi?
Fakat bu noktada ve bu günkü tüyler ürpertici manzaralar karşısında ister istemez. hasretle ve gıptayla insanın şöyle feryad edesi geliyor:
NEREDESİN EY DEVR-İ CEHALET!...