Medine şehri hem dini, hem siyasi bir merkez halini almaya başlamıştı.
Bunun tabi bir sonucu olarak iktisadi bakımdan da bu şehrin önemi artmıştı; çünkü islam'ın şartlarından birisi olan zekat ve savaşlardan elde edilen ganimetler gene Medine'de toplanıyordu.
Bu, öteki büyük kabilelerin, bilhassa Temim ve Hanife kabilelerinin tamamının kıskançlığına mucip oluyordu.