İslami Eğitim Metodu

Muhammed Kutub

İslami Eğitim Metodu Sözleri ve Alıntıları

İslami Eğitim Metodu sözleri ve alıntılarını, İslami Eğitim Metodu kitap alıntılarını, İslami Eğitim Metodu en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Namazda huşu duymak, namazı özenle muhafaza etmek, Allah ile muamelede bir temizliktir, kişinin iç dünyasının arı duru olması demektir. Boş sözlerden ve işlerden yüz çevirmek ise düşünce, vicdan ve dil temızliği demektir. Bunları seviyesiz şeylerden ve sapmalardan korumaktır. Zekât, nefsin mal tutkusundan ve cimrilikten arındırılmasıdır. Edep yerlerini korumak, bireyi kirleten ve toplumda da hâyâsızlığı yaygınlaştırıp onu da pisleten şehvet kirlerinden temizlenmek demektir. Emanetlere ve ahitlere riayet etmek ise insanlarla girişilen muamelelerde bir temizliktir, tabiatta bir doğruluk, bir sadakat ve bir ihlâstır. İşte bütün bunlar İslâm'ın eğittiği salih (iyi mü'min) insanın belirgin özelliklerindendir.
İnsan da bu kâinat güçlerinden biridir. Ona da aynı yasa hakimdir. Onu da kâinatı, hayatı ve insanı yaratan bir ve tek Allah'ın iradesi yönlendirmektedir. Dolayısıyla insan, ibadetini bir ve tek olarak Allah'a yaptığı vakit, kendisinin pir parçasını olduğu en büyük kâinatın yasasının ilham ettiği (gerektirdiği) geyse onu yapmaktadır. O, sevgiyle kâinata yöneldiği zaman aslında yaratılış ve tabiat itibariyle kendisinin bir “kardeşi”ne yönelmektedir. Böylelikle doğruluk, temizlik, dosdoğru olmak, tertemiz kalmak gibi bütün “erdemler” ile hak, adalet, güzellik, mükemmellik gibi bütün “yüksek değerler,” hem kâinatın hem insanın bünyesinin bir parçası hâline gelir. Allah'ın yaratmış olduğu bütün mahlükatın fıtratının bir parçası olur. İnsan da bir kâinat gücü hâline gelir, fıtrat ile karşılıklı söyleşir ve asıl kanunla yan yana yürür. Bu erdemlere ve değerlere sımsıkı sarıldığı sürece durumu budur. Ama bu erdemlerden ve değerlerden uzaklaşıp hevaların ve şehvetlerin arkasından gidecek olursa fıtratın dışına çıkmış, külli yasadan sapmış, kâinatın gücünden ayrılmış ve kendi dar sınırlarına, küçücük benliğinin içine sıkışmış olur. İslâm'da her şeyin bir amacı vardır. İnsan kalbini ıslah etme ve onun, Allah'ın üzerinde yaratmış olduğu fıtrat çizgisinde dosdoğru yürümesini sağlama şeklindeki üstün bir gayedir bu.
Reklam
Gerçek şu ki İslâm, ibadetin anlamını, hayatın tamamını kapsayacak kadar genişletir. İnsanın Allah'a yöneldiği her ameli bir ibadettir. İnsanın Allah'a yakınlaşmak ve Allah'tan ecrini ummak üzere terk ettiği her iş de bir ibadettir. Nefsin içindeki her temiz duygu bir ibadettir. Allah'ın rızası için aşağılık her bir duygudan kendisini uzak tutmak da bir ibadettir. Gece ve gündüz Allah'ı her anma da bir ibadettir. Dolayısıyla ibadet, hayatın tamamını kapsar. Böylelikle insan, Allah'a ne zaman yönelirse o zaman Allah'a ibadet eden birisi olur. Bu anlamıyla da ibadet, kul ile Rab arasındaki daimi bir ilişki ve sürekli olarak ruhun eğitiminin ta kendisi hâlini alır.
Eğer bizler çocuklarımızı İslâmi bir eğitimle eğitmek istiyorsak -ki bu, Müslüman olmamızın doğal bir gereğidir- O hâlde açık bir gerçektir ki Müslüman eve, Müslüman sokağa, Müslüman okula ve Müslüman topluma sahip olmalıyız. Aksi takdirde sonunda elde edeceğimiz sonuç istediğimiz gibi olmayacaktır.