You can find İslami Yeniden Doğuşun Sorunları books, İslami Yeniden Doğuşun Sorunları quotes and quotes, İslami Yeniden Doğuşun Sorunları authors, İslami Yeniden Doğuşun Sorunları reviews and reviews on 1000Kitap.
Aynı bizim dediğimiz gibi onlar da "Allah'tan başka ilah olmadığına ve Muhammed'in de onun kulu ve resulü olduğuna inanırım" diyorlardı. Biz de onu ifade ediyoruz. Fakat onlar buna inanıyorlardı da. Hayatlarıyla, fedakarlıklarıyla, Hicret'leriyle ve onu takip eden her şeyiyle onlar imanlarını teyit ettiler. Tersine, pasifliğimizle, teslimiyetçiliğimizle, başarının, kariyer, para arkasındaki koşuşturmamızla biz her gün sadece gördüğümüze inandığımızı gösteriyoruz. Onlar, din için ölüyor, dahası onun için yaşıyorlardı. Biz ise çeşitli korkulardan, kalp krizi, trafik kazası, şişmanlık ve stresten ölüyoruz,
Müslüman ülkelerin iktidar sahiplerinin çoğunun özel hayatı apaçık gayr-ı İslamidir ve din memurları buna karşı seslerini yükseltme cesaretini gösteremiyorlar. Onların görevi, devlet törenlerinde, devlet başkanlarının sağlığına dua etmektir. İslam dünyasının bugünkü hayatı, İsa a.s.'ın geldiği vakitteki Yahudilerin hayatına benzemektedir. Dinin şekli tarafı yerine getiriliyor fakat dinin ruhu yok olmuştur. Din işleri ülküsüz ve kayıtsız insanların, bazı durumlarda ise meşhur münafıklar ve hatta açık mürtetlerin elindedir.
Bu dünyadaki Kur'an'ın vaziyeti çok trajik bir biçimde durumu yansıtmaktadır. Orada, her evde Kur'an'ı özel, yüksek bir yerde bulacaksınız. O en iyi hediye olarak kabul edilir, onun için en iyi kağıt kullanılır, insanlar ise bugün bile onun için en iyi kaligrafiyi kullanmak ve onun kapakları ve sayfalarını en fantastik süslemelerle çizmekte yarışmaktadırlar. Çocuğun ilk okuduğu ve öğrendiği şey Kur' an' dır fakat bütün bunların yanında bu çocukların çok büyük bir bölümü Kur'an'ın gerçek içeriğini ve önemini öğrenmeden büyüyecek ve yaşlanacaktır. Kur' an, tartışmasız bir semboldür. Ancak kanun olmaktan çıkmıştır. Halbuki tersi olmalıydı. Dikkat edin ki Kur' an okunmak yerine, güzel sesle seslendirHip yorumlanmaktadır. "Seslendirmekte" ne Araplar ne de arap olmayanlar artık onun manasma ulaşmıyorlar ve Kur' an' ın benzersiz melodisinde, artık hiç kimse emredici ve kesin, bazen tatlı tatlı uyaran ve davet eden bazen ise tehdit eden yüksek sesle haykıran fakat her zaman ve yeniden tüm insan hayatının değişmesini talep eden hükümlerini tanıyamamaktadır
Din söz konusu olduğunda insanları genel olarak, inanan ve inanmayanlar olarak ayırırız. Dikkat edelim ki bu ayırım çok sathi ve epey basitçedir. Bunun içinde en kalabalık olan, üçüncü topluluk eksiktir. O topluluk kendini inanan sayan ve öyle ifade eden fakat hakikatte öyle olmayan kimseler topluluğudur. Onlar az ya da çok Allah' a ibadet eden, bayramları kutlayan, dinin belli bazı "adet" ve sembolleri yerine getiren, fakat onlar korkudan savaş alanından hemen kaçan, ticarette son derece soğukkanlı olarak aldatan, vicdan azabı duymadan başkasının sırtından geçinen, içki içen ve eğlenen, bin sene yaşayacakmış gibi hayatlarını, mallarını ve makamlarını korkuyla koruyan veya kendilerinden güçlü olanlara esirmişçesine yalakalık yapan kimselerdir v.s. Bu tip insanların belirgin özellikleri korkudur. Hayat için korku, mal için korku, makam ve mevki için korku. Bir güç sahibi veya hükümetin desteğini kazanmak için çabadır onların yaptıkları. Bütün bu korkular arasında bir tek korku eksiktir: Allah korkusu. Bu ruhla ve böylesine belirsiz ve ikiyüzlü atmosferde kendi nesillerini büyütürler.
İnsanların eşitliği meselesi kadın durumuyla çok yakından alakalıdır. Bu meselenin önemi daha az değildir, zira bilindiği gibi insanlığın yarısı kadınlardan oluşmaktadır. Eşitliğin kendisinden değil fakat belli bir pratik olarak ve hayat tarzı ve biçim itibarıyla birçok çeşitleri İslam bakımından kabul edilemez bulunan Avrupai anlamdaki kadını eşitliğini reddederek, Kur' an kendine ait olan kadın eşitliği anlayışını ilan eder. Bu eşitlik her şeyden evvel kadının insan olarak aynı değerde olduğudur. Erkek ve kadın eşit değerdedir fakat farklıdırlar. Kur' an bu farklılıkları silmek istemediği gibi onları ayakta tutmaya çalışmaktadır ve işte Avrupa ve İslam yolu arasındaki fark buradadır. Ancak eşit değer prensibi söz konusu olduğunda Kur' an onu teyit etmekle kalmaz, kesin ve yanlış anlarnalara yer vermeyecek şekilde ifadeler kullanarak koruma altına almaktadır.
"Ey insanlar! Doğrusu biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Ve birbirinizle tanışmanız için sizi kavimlere ve kabHelere ayırdık. Muhakkak ki Allah yanında en değerli olanınız, O'ndan en çok korkanınızdır. .. " (Hucurat, 13)