İslami Yeniden Doğuşun Sorunları

Aliya İzzetbegoviç

İslami Yeniden Doğuşun Sorunları Posts

You can find İslami Yeniden Doğuşun Sorunları books, İslami Yeniden Doğuşun Sorunları quotes and quotes, İslami Yeniden Doğuşun Sorunları authors, İslami Yeniden Doğuşun Sorunları reviews and reviews on 1000Kitap.
ilk Müslümanlar ile aramızdaki farklar
Aynı bizim dediğimiz gibi onlar da "Allah'tan başka ilah olmadığına ve Muhammed'in de onun kulu ve resu­lü olduğuna inanırım" diyorlardı. Biz de onu ifade edi­yoruz. Fakat onlar buna inanıyorlardı da. Hayatlarıyla, fedakarlıklarıyla, Hicret'leriyle ve onu takip eden her şe­yiyle onlar imanlarını teyit ettiler. Tersine, pasifliğimizle, teslimiyetçiliğimizle, başarının, kariyer, para arkasında­ki koşuşturmamızla biz her gün sadece gördüğümüze inandığımızı gösteriyoruz. Onlar, din için ölüyor, dahası onun için yaşıyorlardı. Biz ise çeşitli korkulardan, kalp krizi, trafik kazası, şişmanlık ve stresten ölüyoruz,
Sayfa 151
Müslüman ülkelerin iktidar sahiplerinin çoğunun özel hayatı apaçık gayr-ı İslamidir ve din memurları bu­na karşı seslerini yükseltme cesaretini gösteremiyorlar. Onların görevi, devlet törenlerinde, devlet başkanlarının sağlığına dua etmektir. İslam dünyasının bugünkü haya­tı, İsa a.s.'ın geldiği vakitteki Yahudilerin hayatına ben­zemektedir. Dinin şekli tarafı yerine getiriliyor fakat di­nin ruhu yok olmuştur. Din işleri ülküsüz ve kayıtsız in­sanların, bazı durumlarda ise meşhur münafıklar ve hat­ta açık mürtetlerin elindedir.
Sayfa 135
Reklam
Bu dünyadaki Kur'an'ın vaziyeti çok trajik bir biçim­de durumu yansıtmaktadır. Orada, her evde Kur'an'ı özel, yüksek bir yerde bulacaksınız. O en iyi hediye ola­rak kabul edilir, onun için en iyi kağıt kullanılır, insanlar ise bugün bile onun için en iyi kaligrafiyi kullanmak ve onun kapakları ve sayfalarını en fantastik süslemelerle çizmekte yarışmaktadırlar. Çocuğun ilk okuduğu ve öğ­rendiği şey Kur' an' dır fakat bütün bunların yanında bu çocukların çok büyük bir bölümü Kur'an'ın gerçek içeri­ğini ve önemini öğrenmeden büyüyecek ve yaşlanacak­tır. Kur' an, tartışmasız bir semboldür. Ancak kanun ol­maktan çıkmıştır. Halbuki tersi olmalıydı. Dikkat edin ki Kur' an okunmak yerine, güzel sesle seslendirHip yorum­lanmaktadır. "Seslendirmekte" ne Araplar ne de arap ol­mayanlar artık onun manasma ulaşmıyorlar ve Kur' an' ın benzersiz melodisinde, artık hiç kimse emredi­ci ve kesin, bazen tatlı tatlı uyaran ve davet eden bazen ise tehdit eden yüksek sesle haykıran fakat her zaman ve yeniden tüm insan hayatının değişmesini talep eden hü­kümlerini tanıyamamaktadır
Sayfa 84
Din söz konusu olduğunda insanları genel olarak, inanan ve inanmayanlar olarak ayırırız. Dikkat edelim ki bu ayırım çok sathi ve epey basitçedir. Bunun içinde en kalabalık olan, üçüncü topluluk eksiktir. O topluluk ken­dini inanan sayan ve öyle ifade eden fakat hakikatte öy­le olmayan kimseler topluluğudur. Onlar az ya da çok Allah' a ibadet eden, bayramları kutlayan, dinin belli ba­zı "adet" ve sembolleri yerine getiren, fakat onlar korku­dan savaş alanından hemen kaçan, ticarette son derece soğukkanlı olarak aldatan, vicdan azabı duymadan baş­kasının sırtından geçinen, içki içen ve eğlenen, bin sene yaşayacakmış gibi hayatlarını, mallarını ve makamlarını korkuyla koruyan veya kendilerinden güçlü olanlara esirmişçesine yalakalık yapan kimselerdir v.s. Bu tip in­sanların belirgin özellikleri korkudur. Hayat için korku, mal için korku, makam ve mevki için korku. Bir güç sa­hibi veya hükümetin desteğini kazanmak için çabadır onların yaptıkları. Bütün bu korkular arasında bir tek korku eksiktir: Allah korkusu. Bu ruhla ve böylesine be­lirsiz ve ikiyüzlü atmosferde kendi nesillerini büyütür­ler.
Sayfa 83
İnsanların eşitliği meselesi kadın durumuyla çok ya­kından alakalıdır. Bu meselenin önemi daha az değildir, zira bilindiği gibi insanlığın yarısı kadınlardan oluşmak­tadır. Eşitliğin kendisinden değil fakat belli bir pratik olarak ve hayat tarzı ve biçim itibarıyla birçok çeşitleri İslam bakımından kabul edilemez bulunan Avrupai an­lamdaki kadını eşitliğini reddederek, Kur' an kendine ait olan kadın eşitliği anlayışını ilan eder. Bu eşitlik her şey­den evvel kadının insan olarak aynı değerde olduğudur. Erkek ve kadın eşit değerdedir fakat farklıdırlar. Kur' an bu farklılıkları silmek istemediği gibi onları ayakta tut­maya çalışmaktadır ve işte Avrupa ve İslam yolu arasın­daki fark buradadır. Ancak eşit değer prensibi söz konu­su olduğunda Kur' an onu teyit etmekle kalmaz, kesin ve yanlış anlarnalara yer vermeyecek şekilde ifadeler kulla­narak koruma altına almaktadır.
Sayfa 77
"Ey insanlar! Doğrusu biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Ve birbirinizle tanışmanız için sizi kavimlere ve kabHelere ayırdık. Muhakkak ki Allah yanında en değerli olanınız, O'ndan en çok korka­nınızdır. .. " (Hucurat, 13)
Sayfa 77
Reklam
1,000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.