İslam'ın Etrafındaki Şüpheler
Muhammed Kutubİslam'ın Etrafındaki Şüpheler Posts
You can find İslam'ın Etrafındaki Şüpheler books, İslam'ın Etrafındaki Şüpheler quotes and quotes, İslam'ın Etrafındaki Şüpheler authors, İslam'ın Etrafındaki Şüpheler reviews and reviews on 1000Kitap.
Kapitalizmin faiz ve karaborsacılık olmadan bugünkü geniş şeklini alması ve ayakta durması imkânsızdır. İslâm ise kapitalizmin ortaya çıkmasından bin yıldan fazla bir süre önce her ikisini de haram kılmıştır.
Bilinmelidir ki, İslam -iddia edildiği gibi- bugün artık eski inanç, fikir ve nizamların müzesine terk edilmiş uzak mazinin kalıntılarından ibaret değildir. Şüphesiz İslam, şu anda yaşamaktadır ve ilelebet de yaşayacaktır.
İslam tek başına bir nizamdır. O, yalnız bir inanç değildir. Yine yalnızca ruhu güzelleştirme ve erdemleri öğretme aracı da değildir. Bunlara ek olarak gerçekte İslam ekonomik adil bir nizam, toplumsal ölçülü bir sistem, Medeni ve cezayı bir hukuk düzeni, devletler arası bir yasa, Fikri yöneten, bedeni ve ruhu eğiten bir nizamdır. Bunların hepsi ahlaki yönetim ve Ruhi eğitimden ibaret olan bir mizaca bürünerek akideden kurulmuş bir temel üzerine oturtulmuştur.
İslâm barışçıl bir davettir. Kimseyi zorlamaz: "Dinde zorlama yoktur. Gerçekten iman ile küfür apaçık meydana çıkmıştır. İslâm dünyasında Yahudilerle Hıristiyanların şu ana kadar dinleri üzerine kalmış olmaları ise İslâm'ın kılıç gücünü kullanarak kendisini kabul etmeleri için başkalarını zorlamamış olduğunu ispatlayan ve herhangi bir şekilde görmezlikten gelinemez kesin bir delildir."
İslam'ın kendi ayakları üzerinde duran başlı başına toplumsal bir düşüncesi ve ekonomik bir düzeni vardır. Oldukça arizi ve kısa bir çerçevededir. Kapitalizmin ya da komünizmin görünürdeki bazı yanları ile bir noktada bir araya gelebilir. Ama kesinlikle kapitalizmden de komünizmden de farklı bir şeydir. Her ikisinin de güzel taraflarını bir araya getirmekle birlikte onların içine düştükleri hatalara ve sapmalara da düşmez.
Çevredeki her şey değişip durmaktadır. Ekonomik düzenler, siyasal düzenler, devletler ve bireyler değişip durmakta, bilimsel gerçekler değişip durmaktadır. Eğer ortada bireylerin hayatla, insanlarla ve eşya ile giriştikleri bu zorlu kavgada dayanacak sabit bir güç yoksa o takdirde kaçınılmaz tek bir sonuç vardır: O da huzursuzluk ve ızdıraptır.
Bugün Avrupa'daki, Çin'deki veya Rusya'daki bilimsel ilerleyiş bazı kimselerin gözlerini kamaştrabilir. Böylelikle onlar füzenin, atomun, radyonun, çamaşır makinasının ilerlemenin kendisi olduğunu zannederler. Fakat bunlar ilerlemenin gerçek ölçüsü değildir. Hiçbir şekilde
saşmayan ölçü insanın zorunlu ihtiyaçlarının üzerine yükselme miktarıdır.
Bugün efendi olanların köle olmaları da mümkündü.
Efendilerle köleler arasındaki ilişkinin, bir üstünlük sağlama, bir köleleştirme ilişkisi veya emrin mahkûmu etme ya da küçük ve hakir düşürme ilişkisi olmadığını, aksine bunun akrabalık ve kardeşlik ilişkisi olduğunu ortaya koymak için geldi. Çünkü efendi, esas itibari ile cariyenin evlendirilmesi hususun da izinleri alınan "aile"sidir: "İçinizden hür olan mü'min
kadınları nikâhlayacak bir bolluğa güç yetirmeyenler sahip olduğunuz mü'min cariyelerinizden alsınlar. Allah imanınızı çok iyi bilendir. Siz birbirinizdensiniz. Onları velilerinin izni ile nikâhlayın, mehirlerini de güzellikle kendilerine verin."
Nisa 4/25Kitabı okudu
İslâm'ın dünyayı şehvetlerin egemenliğinden kurtarmasına dünya ne kadar da muhtaçtır!