Kapitalist sistemin toplumumuza yaşattığı bu ağır sorunlar ortamında İslamiyet'in "adil," "fakiri gözeten", "ekonomik bunalımlar üretmeyen", "emeği yücelten" bir sistem önerdiği, dolayısıyla yaşanılagelen bunalıma karşı en uygun seçeneğin Şeriat olduğunu fikri son dönemlerde sıkça tekrarlanmaktadır. Peki ama İslamiyet'in adil ve uygulanabilir bir ekonomik düzen önerdiği fikri doğru mudur gerçekten?
Örneğin kölecilik durumu karşısında, zelillik düzeyindeki bir sefaletle sınırsız zenginliğin aynı anda bulunması karşısında nasıl bir anlayışa sahiptir? Toplumsal sınıflar karşısında konumu nedir; bunlardan kimleri yüceltip kimleri aşağılamaktadır? Sömürü ilişkilerini meşru görmekte midir?
"İslamiyet Gerçeği"nin bu 4. cildinde Kur'an ayetleri temelinde İslamiyet'in ekonomik karakteri ve tarihsel handikapları sergilenirken, bütünsel bir sorgulama çerçevesinde adil bir ekonomik düzenin de ne olup ne olmadığı ortaya konmaktadır.