Sıradan insanın bile kabul edemeyeceği dünyamızdaki adaletsizlikleri, Allah’a bağlamanın ve bu koşullarda dua-namaz-şükür gibi şeylerle avunmanın mevcut adaletsizliklere destek vermekten başka ne anlamı olabilir?
Buhara’yı dördüncü kez işgal ettiğinde, Türklerin gösterdiği direnişin bedeli olarak, şehri yıkıp yağmalattıktan sonra, 50.000 genci de köle olarak alıp götürecektir.
İsra-31’de “fakirlikten korkulmaması, Allah’ın kimseyi rızıksız bırakmayacağı” ifadelerine rağmen, insanların günümüzde açlıktan ölmeleri de, “ her şeye kadir ve adil” bir gücün varlığını sorgulatan ciddi bir çelişki değil midir?