İslamiyet Gerçeği 3

İslamiyette Ahlak ve Kadın

Erdoğan Aydın

En Beğenilen İslamiyette Ahlak ve Kadın Sözleri ve Alıntıları

En Beğenilen İslamiyette Ahlak ve Kadın sözleri ve alıntılarını, en beğenilen İslamiyette Ahlak ve Kadın kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Cin, peri, şeytan, vb. safsataların, keza akıl dışı masallar ve bilim dışı iddialar özellikle küçük yaşlardan itibaren bir Ön-koşullandırmayla yüklenmesi, insanlarda, açık bir kişilik parçalanması yaratmaktadır. Üstelik bunların, yaşanan gerçek dünyanın ötesinde sorunlu bir cennet ödülü ve -insan beyninin kabul edemeyeceği bir vahşet içeren atmosferiyle- cehennem tehdidi bir koşullandırmayla yüklenmesi, en doğal şeylerin bile “günah”, “ayıp” diye yasaklanması, yaşadığımız çağda insanı doğal olandan kopartan ciddi bir tehlikedir.
Şimdi çöl sıcağında göbekle dizi arasını kaplayan bir şortla yürüyen bir erkeğin peşi sıra elbise ve başörtünün içinde ter dökerek yürüyen kadınlardan oluşan bir tablo düşünün işte şeriatın ahlak ve adaleti.
Reklam
Görevin ve itaatin olduğu yerde insanlıktan bahsedilemez
Dini ahlak görev ve itaat ahlakıdır.
Osmanlı birinci amacına dinin “tevhit” (teklik) anlayışı çerçevesinde kılıç gücüyle ulaşırken, halkın siyasal sisteme tabi kılınması açısından gerekli olan itaakar kaderci referanslar ise, daha Nizam-i Mülk dönemide ünlü alim Gazali aracılığıyla eşarilikten aktarılacaktı. Bu nedenle Osmanlı devleti büyüdükçe birçok Sünni alimi merkezine çekecek ve Türkmen göçerleri şii-Alevi ideolojisine doğru itecektir. Bu gelişme ileriki yıllarda Osmanlı-Safevi zıtlaşlaşmasının da temelini oluşturacaktır.
Günümüz ahlakı, savaş esirlerinin haklarını güvence altına almıştır. Bu çerçevede imzalanan uluslararası anlaşmalara göre, onlara tecavüz edilemez, angaryaya koşulamaz ve savaş sonunda kayıtsız şartsız geri iade edilene kadar insanca yaşam standartlarında giydirilip beslenmeleri zorunludur. Pratiğin çoğu kez böyle gerçekleşmediği bilinmektedi; bununla birlikte günümüz değerleri, devletlerin bu ahlaki yükümlülükleri kabullenmelerini zorunlu kılmıştır. Buna karşılık kendini “tanrısal” bütün zamanlar için tek doğru ve en ahlaklı ilan eden şeriat bizzat kurucusunun emirleri çerçevesinde, esirlerin köle yapılmasını, tecavüze uğramasını, ama fidye ve satış değerleri düşmesin diye azil yoluna başvurulmasını kendi ahlak standartlarına göre meşru görmektedir.
mehmed emre ( islamda kadın ve aile syf 210)
Azil, cinsi münasebette meninin dışarıya bırakılması suretiyle çocuk olmasını önlemeye denir. Bu meselenin ilk defa ortaya çıkışı, Beni Müstalık harbi sırasında olmuştur. İslam askerleri, esir aldıkları cariyelerden fidye (esaretten kurtuluş bedeli) almak arzu ediyorlardı. Hamile kalırsa satamayacakları için zalim hükmünü Resullah’tan sordular. Resul-i Ekrem buyurdular ki: “ Bunu yapmanızda (azil) üzerinize bir vebal yoktur. Zira Allah’ın kıyamet gününe kadar yaratmayı yazdığı her nefis muhakkak vücut bulacaktır.” Bu cevaz, cariyeler için bir zaruret karşılığında verilmiştir.
Reklam
Geri116
170 öğeden 161 ile 170 arasındakiler gösteriliyor.