İslamofobi Endüstrisi

Nathan Lean

Quotes

See All
Antisemitizm durumunda olduğu gibi, İslamofobinin de kökleri kısa zamanda ve kolaylıkla kurutulamayacaktır. İslamofobi, sadece Müslümanların problemi değildir; o bizim problemimizdir. Hükümetler, politikacılar, medya, eğitim kurumları, şirket başkanları veya dinî liderlerin, toplumlarımızın dönüşümünde vatandaşlarımızı ve politikaları etkileyerek nefret söylemlerini ve ayrımcı teolojileri (hem militan dindarların hem de seküler fundamentalistlerin) zapt u rapt altına almada oynayacakları kritik rolleri vardır. Tabii eğer küresel anlayış ve barışı geliştirmek istiyorsak.
İslam'ın yolu, ilim ve irfan yoludur. Hak, hukuk, adalet, erdem ve faziletlere bağlılıktır. Sahih bilgiye dayalı eylemdir. Her türlü aşırılıktan uzak kalarak orta yolu tutmaktır. Sevgili Peygamberimizin (sav) çağlar üstü örneklik ve rehberliğidir. Kısacası İslamî çizginin dışına çıkmadan, sünnet-i seniyyeye bağlı, çağı anlayan, ahlaka dayalı Müslümanlıktır.
Reklam
İslam kaygısı: Özellikle Batı ülkelerinde halk nezdinde İslam karşısında kaygılı bir tavra rastlamak mümkündür. Bunun muhtelif sebepleri vardır, küreselleşen dünyada yaşanan endişe ve güvensizlik hissi, ekonomik kaygılar, yabancılaşma bunlardan sadece bazılarıdır. Belki de en önemli sebep İslam'ı tanımamaktır. Görüldüğü üzere İslamofobinin sebepleri temelde İslam'dan bağımsızdır.
İslam karşıtlığı: Halk nezdinde tespit edilen kaygının aksine, siyasal alanda sistematik ve bilinçli bir İslam karşıtlığının süre geldiğini görmekteyiz. Bu karşıtlığın çıkış noktası bir korku veya kaygı değildir. Aksine karşıtlık çoğu kez bir üstünlük iddiasıyla ilgilidir. Karşıdaki, hor ve geri görülmektedir. Aslında dünyayı gelişmiş, az gelişmiş ülkeler gibi kategorilere ayıran bir zihniyet, kendi üstünlüğünü zaten veri olarak ortaya koyma peşindedir. Bu üstünlük iddiasının karşıtlığa dönüşmesi her zaman olabilecek bir durumdur. İslam karşıtlığının sebeplerini daha çok siyasi ve ekonomik alanda aramak gerekir. İslam karşıtlığını, uyguladığı yöntemlerde hangi noktaya varabileceğini kestirmek oldukça güç; ancak son dönemlerde Müslümanları soyut, kültürel bir işkenceye maruz bırakan bu yaptırımın en çok da barış içinde birlikte yaşama kültürüne zarar verdiği açıktır.
Ön yargı belasının ve öteki/karşıtı ayrımcılığın uzun bir geçmişi vardır. Avrupa ve Kuzey Amerika'daki topluluklar, tarihleri boyunca öz ulusal dokunun gerçek bir parçası olmadıklarını hissettikleri kitlelerle çirkin bir tarzla boğuştular. Bu hoşgörüsüzlüğün çoğunun veya belki de tamamının kökeninde yabancı düşmanlığı (xenophobia) vardır; yabancılara karşı duyulan korku veya yoğun nefret.
Reklam
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.