“Seni seviyorum, Lina.”
Bu üç kelimenin kulağa ne kadar yanlış geldiğini fark edince zavallı, hırpalanmış kalbim ortadan ikiye yarılır gibi oldu. Hiç öyle olmamaları gerekirken mutluluktan yoksun, keser doluydular.
“Nasıl oluyor da daha sana sahip bile olamamışken kalbimi kırıyormuşsun gibi hissediyorum?”
Ruhum parçalandı. Milyon parçaya bölündü.