Issız Erkekler Korosu kitaplarını, Issız Erkekler Korosu sözleri ve alıntılarını, Issız Erkekler Korosu yazarlarını, Issız Erkekler Korosu yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Canan Tan'ın bu kitabını okumadan önce kesinlikle diğer kitaplarını "bu kitapta geçen karakterlerin asıl hikayelerinin olduğu kitapları" okumanızı şiddetle tavsiye ederim. Çünkü bu şekilde o hikayelere geri dönüş yapabiliyor ve siz de masadaki yerinizi sağlamlaştırıyorsunuz.
Yazar bu kitabında ezilmiş olan erkeklerin hayatından kesitleri kaleme almış. Okurları birkaç tanıdık yüz karşılayacak Issız Erkekler Korosu kitabında. Piraye'nin Haşim'i, Yüreğim Seni Çok Sevdi'nin Murat'ı ve eskilerin eylemcisi olan Vedat ve Pembe'nin Yusuf'u da bu kitapta. Bütün bu erkekler, Ademoğlu Pansiyonda düzenlenmiş olan fasıl gecesinde okurlarına kalplerini açmayı bekliyorlar. Aşk acılarını, platonik olan aşklarını, Yusuf'un kardeşi Pembe'ye olan bağlılığını ve töre uğruna Yusuf'un katil olmaması için Pembe'nin intihar edişini okuyacaksınız. Fakat bana göre Canan Tan, Issız Erkekler korosu kitabını hiç emek emaresi gütmeden yazmış. Zaten üç romandan ötürü bildiğimiz olay örgülerini tekrar etmiş bu romanında. Tek fark, bu seferki kitabında erkeklerin düşüncesine yoğun bir şekilde yer vermiş.
Onu görür görmez doğduğum günden beri tanıyormuşum hissine kapılmamın sıradan bir yanılsama değil, sonrasında yaşayacaklarımızın habercisi olduğunu çok sonra anlayacaktım.
Canan Tan'ın hemen hemen her kıtabını okudum ve çok beğeniyorum. Issız Erkekler Korosu diğer kitaplarının aksine daha bi sıradan. Kıtapta geçen tum kahramanları kesit kesit ele alıp olayını akışını durdurması, karakterleri tek tek ve uzun uzun anlatırken onların sıkıcı olduğunu düşündüğüm sıkıntılarını anlatması beni boğdu. Hiç yapmadığım biseyi yaparak bu yazarın kıtabı yarım bıraktım. Yaşananların çoğu bi müziık dınletısı yapılan bi pansiyonun bahçesinde geçiyor. Ve yazar karakterlerın adıyla bi başlık atıp onları anlatırken akıcılığı bozuyor.
Kitabın beğendiğim TEK bi yönü var. O da pansiyon sahıbı olan Recep'in müşterileriyle ahbap oluşu, onlarla yakınen ilgilenmesi, sıkıntılarını kendı derdiymişçesine samimi bi şekılde dınlemesi..
İlerleyen sayfalarda Haşim Artukoğlu adını gördün ve bu ısmı Piraye adlı romanında da kullanmış olması bana ''neden aynı isim 2.bi roman da daha geçiyor'' diye düşündürdü. Bu alışılanın dışında bişey. Haşim Artukoğlu'nun yalnızca Piraye'ye yakıştığını düşünüyorum..