İlk kez katilin kim olduğunu tahmin edebildim. (:
Sanırım bu da yazarı artık tanıdığımı gösteriyor. Okuyucunun ne zaman aklını karıştıracağını, ne zaman şaşırtacağını, ilgisini bir konu üzerine nasıl yönlendireceğini iyi bilen bir yazar Ahmet Ümit.
Kurbanlar öldürüldükten sonra katilleri tarafından vücut şekilleri diğer kurbanların bırakıldıkları yeri gösterecek şekilde bırakılması Dan Brown' dan esinlenilmiş de olsa sonuçta yazar dediğin biriken bir kumbaradır ve polisiye türü kitapların hemen hemen hepsini okuduğundan da şüphem yok. Diğer yandan İstabul hakkında edindiğim tarihi bilgileri inanın okullarda öğrenemedim hiçbir zaman.
Yine ciddi bir araştırma, yine titizlikle hazırlanan bir eserle karşı karşıyayız. "Kitap yazmak sadece bildiklerini aktarmak değil, aynı zamanda yazarken de öğrenmek demektir" mesajını alıyoruz Ahmet Ümit' ten. Din hususunda ağır eleştirilse de Ahmet Ümit, Ömer ve Efsun (din ile ilgili bir olay kurgusundaki eşler) 'u konuştururken yapilan eleştirilere de ciddi bir cevap niteliğindedir. Yani Ümit, karakterlerini yaratırken onların tek tipli bir yaratı olmadıklarını da dile getiriyor. İnanan bir karakterin karşısına atesiti çıkartabiliyor ve ikisini de tartışmanın galibi yapabiliyor. Sanki doğada birbirlerine ihtiyacı olan iki varlık gibi. İnanç ve inançsızlık. Ödül ve ceza, barış ve düşmanlık, iyi ve kötü gibi. Ama hangisinin doğru olduğunu yine okuyucu karar veriyor... Çok uzatmayalım...
~~Keyifli okumalar~~
~~Kitapla kalın~~