En Beğenilen İstanbul Karası kitaplarını, en beğenilen İstanbul Karası sözleri ve alıntılarını, en beğenilen İstanbul Karası yazarlarını, en beğenilen İstanbul Karası yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bazen düşünüyorum da ben bu değilim aslında. Çünkü yapmak istediklerim hiç bunlar değildi. Doğdum, büyüdüm, hep başka biri olmak istedim, ama hiç o istediğim kişi olmadım. Belki de olamadım. Zaman geçti, hayaller değişmedi. Hayat beni kendi doğrultusunda yürütürken ben başka yollarda yürümek istiyordum. Doğru veya yanlış, bambaşka biri olabilirdim ama ben buydum, dahası yoktu. Şimdi dönüp bir kendime, bir de hayallerime bakıyorum ve tercih şansım olsa, gene 'hayallerim' di yeceğimi kesin olarak görüyorum. Çünkü hayallerim beni yaşıyor, bense hayatın bana biçtiği rolü yaşamaya çalışıyorum. Başarılı oldumsa ne âlâ...
Tadı damağımda dediğim bir kitap
Zaten polisiyeye aşığı olan ben için bir aksiyon-polisiye kitabını kötülemek tuhaf olur
Cüneyt Başkomiser ve yardımcısı Bülent cinayet büro amirliğinden efsane ikili
İlk olmayımız; Cüneyt Başkomiser'in üvey kardeşi Feyyaz'ın evinde gerçekleşen bir cinayetle başlıyor.Feyyaz yardım adı altında sahip çıkmak için bir
İSTANBUL KARASI
“En güvendiğin kişiler vurur sırtından, hiç beklemediğin anda, kahpece, bunu anladığında çok geçtir artık.”
Bir polisiyenin daha sonuna geldik. Ne gariptir ki hiç bir cinayet bir diğerine benzemiyor. Hepsinin belli başlı sebepleri var, bazen ne kadar haklı gibi görünselerde… Kimse “vahşice öldürülmeyi” hak etmiyor.
Cüneyt başkomser bu sefer kendi kardeşi ile imtihan oluyordu. Biliyordu ki kardeşi asla cinayet işleyecek adam değildi. Ama ortada delil olmayınca mecburen bütün oklar kardeşini gösteriyordu. Düşünsenize ne kadar zor bi durum.
Sürekli bir kanıt arıyordu gece gündüz demeden Cüneyt ama ortada hiç bir kanıt ve görgü tanığı yoktu. İşler iyice sarpa sarıyordu.
Kim bilebilir belki deliller ona kendisi gelecekti. Hemde sağır ve dilsiz… “Bazen maktul sizi katile götürür derler..”
Kitabımız iki ayrı hikayeden oluşuyor aslında. İlk bölüm biraz daha uzun ve detaylı anlatılmış. Gayet akıcı ve güzel ilerliyor lakin biraz küfürlü dialoglar rahatsız etmedi beni desem (hemde bir bayan olarak) yalan olur. Onların yerine daha usturuplu bir düzenleme yapılsa on numara olacakmış.
“Yapacak bişey yoktu, hayat buydu işte. Kimileri ölecek, kimileri yeniden doğacaktı. Ama karanlığa, ama aydınlığa.”
@herdemkitapyayin
@ugur_arik_01
#istanbulkarası #polisiyeroman #polisiyeokumakayrıcalıktır #tavsiyekitap #neokumalı #neokudum #book #bookstagrammer
Bazen düşünüyorumda bu ben değilim aslında. Çünkü yapmak istediklerim hiç bunlar değildi. Doğdum, büyüdüm, hep başka biri olmak istedim. Ama hiç o istediğim kişi olmadım. Belki de olamadım. Zaman geçti, hayaller değişmedi. Hayat beni kendi doğrultusunda yürütürken ben başka yollarda yürümek istiyordum. Doğru veya yanlış, bambaşka biri olabilirdim ama ben buydum dahası yoktu. Şimdi dönüp bir kendime, bir de hayallerime bakıyorum ve tercih şansım olsa, gene “hayallerim” diyeceğimi kesin olarak görüyorum. Çünkü hayallerim beni yaşıyor, bense haaytın bana biçtiği rolü yaşamaya çalışıyorum. Başarılı oldumsa ne âlâ…
Çocuk polis lafını duyunca hemen içeri kaçtı. Kendimi kötü hissettim. Biz onlar için canımızı verirken, çocukların gözünde ne zaman bu kadar korkunç olduk diye düşündüm.
Tam sevdiğim sert polisiye tarzında yazılmış iki öykü okudum. Öykülerin kurgusunu ve çözümlerini beğendim. İlk öykü 'Taksi' bir kadının öldürülmesini konu alıyor. Başkomiser Cüneyt ve yardımcısı Bülent verilen adrese gittiklerinde Cüneyt için davanın önemi değişiyor. Zira tüm deliller onun tanıdığı birini işaret ediyor...
Konuşulan tanıklar, elde edilen deliller bir katili tutuklamak için yeterlimi acaba? Ya katil başka biri ise?
Bu soruların cevaplarını Adli Tıp raporları veriyor vermesine ama şüpheli katil olmadığı konusunda ısrarcı. Ya Başkomiser Cüneyt'in düşünceleri, duygusal gel gitleri kendisini yanıltıyorsa...
Bu soruların cevabı elbette kitapta mantık çerçevesinde ve bilimin ışığında cevabını bize veriyor. Ben daha fazlasını yazarsam spoi olur :)
İkinci öykü 'Soğuk Aşk' ta ise bir barmenin öldürülüşü işleniyor. Yine Başkomiser Cüneyt ve yardımcısı olayı çözmeye çalışıyorlar. Ellerinde kurbanın cesedi dışında bir ipucu olmamasına rağmen olayı çözüyorlar. Nasıl ki her katil kurbanını katlettiği yere geri dönüp eserinin yankılarını izliyorsa, Başkomiser Cüneyt'te bulamadığı ipuçlarını aramak için olay yerini tekrar dönüyor ve ummadığı bir sonuç ile karşı karşıya geliyor...
Ben büyük bir merakla okudum. Polisiye okumayı seven tüm dostlara tavsiye ederim.
Kitapla kalın dostlar...
Okuyanannevehobileri canımın tavsiyesiyle okuduğum yazar @ugur_arik_01 beyin kaleminden #istanbulkarası kitabının yorumuyla geldim.
️️️️️️️️️️️️️️️
Bu güzel polisye kitap da iki uzun soluklu polisiye öykü var. İkisinde de konılar süperdi.
İlk öykü TAKSİ başkomiser Cüneyt olay yerine gider, bir kadın öldürülmüştür. Aöa bu olay onun için çok, zordur çünkü cinayet zanlısı kardeşi görünmektedir. Ama cinayeti kardeşinin işlemediğinden emindir. Ama cinayet de çok karışıktır. Bu olayı çözer tabiki zekasını kullanır, delilleri inceler, ve olayın delillerde gizli olduğunu çözer.
️️️️️️️️️️️️️️️
İkinci öykü de öldürülen ir adamın cinayetini çözmek için Başkomiser Cüneyt ve yardımcısı Bülent olayı çözmek için araştırma yapmsya başlarlar, bu cinayet tahminlerinden daha karışıktır. Ama yine olayı çözerler.
Ben iki öyküyüde çok sevdim. Polisiye okurlara tavsiye ederim