Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İstanbul Masalı

Mine Soysal

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Ayasofya kilisesi'nin imparatorların taç giyebilecekleri, eşi benzeri görülmemiş bir tapınak olması amaçlanmıştı. Gerçekten de seçilen Anadolulu mimarlar, dünyanın en büyük ilk kubbesini ve en etkileyici iç mekanını yaratmayı başardılar. Ayasofya, dantel gibi işlenmiş mermerleri, altın üzerine yapılmış renkli mozaikleri ve gökyüzünden altın zincirle asılı gibi görünen kubbesiyle dillere destan bir yapı oldu.
Galata, bir koloni kenti olarak Osmanlı fethine kadar varlığını sürdürmüştür. Bizans bu yakada, yalnızca, bugünkü Karaköy'ün bulunduğu yerdeki büyük bir kaleyi elinde tutabilmişti. Haliç'in girişini kapladığı bilinen ünlü zincirin bir ucu, işte bu kaleye bağlanıyordu.
Reklam
İstanbul
Kente, Megara'dan gelen filonun komutanı Byzas'ın adından ötürü, Byzantion (Byzas'ın kenti) adı verildi. Byzas, kentte basılan paraların ön yüzünde miğferli ve sakallı olarak resmedilmişti. Aynı paraların arka yüzlerinde görülen gemiyse Byzas'ı Megara'dan Byzantion'a getiren gemi olmalıydı.
İstanbul’un bin bir masalını keşfettikçe, onun bin bir renkli yüzünü görecek; yaşamımızdaki gerçek yerini ve kimliğini algıladıkça, tıpkı bir insan gibi, onu şefkatle korumayı, gururla yüceltmeyi öğrenecek; onun geleceği için doğru kararlar verebilecek, sorunları için yapıcı ve kalıcı çözümler üretmeyi başaracağız. Bunun için yüzümüzü İstanbul’a döndürmemiz yeterli. Çünkü, İstanbul’un beklediği geleceğin sırrı, binlerce yılda yükselmiş silüetinde saklı...
Sayfa 104 - Gün Işığı KitaplığıKitabı okudu
Konstantinopolis gelişirken, nüfusu da çoğalıyordu. Mısır'dan getirilen tahıldan yapılan ekmek kentlilere bedava dağıtılıyordu. Giderek artan su gereksinimini karşılamak için sarnıçlar artık yeterli olmuyordu. Daha önce yapılmış olan sukemerlerine, Fatih ve Beyazıt arasını kateden ünlü Valens Sukemeri (bugün Bozdoğan Kemeri) gibi yenileri ekleniyordu. Bu dönemde yapılan su taşıma ve dağıtım sisteminin, kilometrelerce uzaktaki İstranca ve hatta Balkan Dağları'ndan kente kadar ulaştığı biliniyor.
Konstantinopolis'i Roma imparatorluğu'nun yeni başkenti yapan pek çok neden vardı. Kent, tüm deniz ve kara yollarının kesiştiği bir noktadaydı. Roma ordularının Asya'ya sefer yolu üzerindeydi. "Altın Boynuz" Haliç, korunaklı büyük bir limandı. Kentin çevresinde ormanlar, Trakya ve Anadolu yakasında tarım yapılan geniş araziler vardı. Kentin savunma sistemi de son derce güçlü ve yeterliydi. Bütün bu özellikleriyle Konstantinopolis, tüm saldırılara göğüs gererek, yaşamını yüzyıllarca sürdürebilmiş görkemli ve zengin bir kentti.
Reklam
Dönemin ünlü şairi Nedim, İstanbul kentinin "bir tek taşının tüm Acem mülküne bedel" olduğun söylüyor, çehresi değişen kenti yüceltiyordu.
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.